12 Eylül 2017 Salı

YOZGAT VE İLÇELERİNİ GEZDİM

YOZGAT YERKÖY;İş icabı çıktığım gezinin ilk durağındayım.Otobüsler hala şehir içindeki otogara girmeyip yol üzerindeki Shell'de yolcu indiriyorlar.Dolmuş ile şehre gidiliyor,TOKİ mahallesinide dolaşan aracın ücreti 1.50 lira ile belkide ülkenin en ucuz toplu taşıma aracı.
Şöyle bir şehri dolaşınca o eski canlılığından eser kalmadığı hemen farkediliyor.Sanki suyu çekilmiş değirmen gibi.Bu konuda pek kimseyle konuşmadığım için nedenini bilemiyorum.Yerköy benim köyümün önceden bağlı olduğu Çiçekdağ ile neredeyse sınır.Öyleki yan yana iki ev veya işyeri sabit telefondan birbirlerini Yozgat ile Kırşehir'in kodlarını çevirerek konuşabiliyorlar.Burada tanıdığım insanların başında rahmetli un fabrikatörü Mehmet Yılmaz gelirdi.Şimdilerde Ankara'da Avukatlık yapan Savcı Fahri Artunç abi,Habertürk yazarlarından Saygı Öztürk,MHP'nin köşe taşlarından rahmetli Mehmet Gül'de diğer tanıdıklarım.Burada aklıma gelen bir anektoduda paylaşmak isterim.
Vakit 1990 yılının yaz ayları,o zaman iktidarda olan Anavatan partimizin Kırıkkale İl yönetim kurulu sekreteriyim.Akşam 19.30 sularında nöbetci olarak parti binasında bulunduğum esnada altmış altmışbeş yaşlarında bir amcabey gelerek Yenimahallede oturduğunu aslen Gümüşhaneli olduğunu oğlunun doğuda asker olduğunu izine gelirken Sekili'de Jandarma tarafından otobüsten indirilerek bilmediği bir sebepten dolayı karakolda gözaltına alındığını annesinin evde ağlamaktan helak olduğunu anlatarak yardımcı olmamı talep etti.Hemen buyur edip sakin olmasını elimden geleni yapacağımı söyledim.Sekreterimiz Erol kardeşimden Yerköy ilçe başkanlığımızı bağlamasını istedim.Şansımızdan açıkmış ve ismini hatırlayamadığım ama soyadının sanki Başer olduğu aklımda kalmış olan İlçe başkanımız karşımdaydı,kendisiyle daha önceden hiçbir tanışıklığımızda yoktu.Nezaket konuşmalarından sonra durumu kendisine izah ederek kardeşimizle ilgilenmesini rica ettim.Yarım saat sonra gelen telefonda başkanım bir isim benzerliğinden yanlışlık olmuş yeğenimi karakoldan çıkarıp otobüse bindirip gönderdim sözlerini amcabeye aktardığımda nasıl mutlu olduğunu herhalde tahmin edersiniz.Tabiki bende mutlu olmuştum bu adamlığıda unutmadım.
Yerköy'ümüz inşallah ticaretin merkezi olan eski günlerine geri döner.
YOZGAT:Şehre batı tarafından girince sağda yemyeşil uzanan Çamlık tepesiyle soldaki yeni yapılmış Adliye binası hemen farkediliyor.Şehrin sol tarafıda tepelerden oluştuğundan mahallelere merdivenlerle çıkılıyor.Ana yol şehre girince sağlı sollu işyerlerinin ve apartmanların olduğu geniş bir bulvara dönüşüyor.Otogar'ın yanındaki kule ve Yimpaş alışveriş merkezide dikkati çeken yapılardan.Doksan bin nüfuslu bu güzel ilimizde kıpır kıpır bir canlılık hemen göze çarpıyor.Biraz ilerleyince iç taraflarda yeni yapılan Valilik binasıyla yol kenarındaki devasa Yozgat şehir hastanesi devlet yatırımlarından nasiplenildiğinin göstergeleri.Bunlarda Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ'ın mutlaka katkıları vardır.
Yozgat'dan çıkan diğer politikacılarımız Cemil Çiçek,Lütfullah Kayalar ve Sadir Durmaz aklımda kalanlar.Hürriyet yazarlarından Ahmet Hakan'da buranın çocuğu.
YOZGAT SORGUN:Kaplıcalarıda olan elli bin nüfuslu bu şehirde hemen göze çarpan kamyon,traktör ve araba galerilerinin zenginliği.Konuştuklarımın söylediğine göre önceleri Nevşehir'in belirlediği Türkiye kamyon pazarı'nın lideri şu anda Sorgun'muş.Şehrin içerisine girince modern işyerleri size İstanbul canlılığı havası yaşatıyor.Yeni yapılan binalarında kattığı güzellikle zengin bir şehir görüntüsü kendini hissettiriyor.Sorduğumda almancılarının çok olduğunu civarda yapılan tarım ve hayvancılığında iyi olduğunu söylüyorlar.
YOZGAT ÇEKEREK:Sorgun'un içerisinden ana yolun kuzey doğusuna doğru gidilen yaklaşık bir saatlik yolculukda orman,virajlı yollar ve nihayetinde büyükce bir sulama barajıyla varılan on bin nüfuslu küçük mütevazi bir yerleşim yeri.Nisan ayında geldiğimde iki üç katlı karkas halinde gördüğümde herhalde bir devlet binasıdır diye düşündüğüm iki blok halindeki yapının on kattan fazla halini görünce minibüs şoforüne ne binası olduğunu sordum.Rezidans abi dedi.Yolculuk esnasında yaptığımız küçük şakalaşmalara binaen benimle dalga geçtiğini düşünerek tabi dedim sulama barajını kastederek önünde deniz olunca Çekerek'dede rezidans yapılır.Önde oturan yolcu arkasıda ahır ama abi dedi.O kadar kusurda bulunsun artık dedim.Şehre girerken birde baktım belediyenin koyduğu iki adet reklam panosunda İpek rezidans diye hemde maket resminde beş bloklu olduğu görülen reklam afişi var.Hayretle hakikaten rezidansmış deyince minibüscü ben sana yalanmı söylüyorum abi dedi.Yok da dedim pek de inanmamıştım.Abi dedi hemde daireler 184 bin liradan satılıyor.Valla helal olsun kardeşim dedim buraya acayip hava katar.Şehirde sorduğumda arsanın belediyeye ait olduğu,dairelerin bir bölümünün Adliye lojmanları gibi değerlendirileceği diğerlerininde kısmen gelecek yıl sekiz bölümü açılacak olan üniversitenin hocalarına tahsis edileceği söylendi.Bana anlatılanın doğruluk derecesini bilemiyorum ama Çekerek ilçesinin çehresine müthiş güzellik katacağını söyleyebilirim.
Buradada yeni yapılmış devlet binaları görünüyor.Tertemiz havası var.Güzel insanları var.Son sözümüzde şu olsun ne diyorlar Yozgat için? Yiğidin harman olduğu yer.

3 Eylül 2017 Pazar

MİLLİ TAKIMI GÖMDÜKMÜ?

Dün akşam Milli futbol takımımızın Ukrayna ile deplasmanda Dünya kupası finallerine katılma grup maçı vardı.Grupta Hırvatistan ile İzlanda 13'er bizimle Ukrayna ise 11'er puanla dizilmiştik.Bu maçtan önce oynanan grubun diğer maçında 1 puanlı Finlandiya İzlanda'yı 1-0 mağlup edince sevindik.Biliyorsunuz bir sürü entrikalı olay sonrasında Milli takım teknik direktörü Fatih Terim ayrılmış yerine ülkemizde sevilen Romen teknik adam Lucesku getirilmişti.Burdaki ilk maçta Ukrayna ile 2-2 berabere kalarak puanları paylaşmıştık.Kaliteli iyi oynayan sert bir takım olduğunu biliyorduk.Ben kendi adıma hocayada takımada güveniyordum.Kadro açıklanınca biraz tedirgin olmadım değil.Solbekte Caner'i beklerken İsmail vardı.Stoper Ömer Toprak'ı beklerken Mehmet Topal oynuyordu.İlerde topu tutacak atakları olgunlaştıracak Arda yedekler arasındaydı.Kadroda o kadar kaliteli ve takımlarındaki oyunlarıyla formda olan orta saha oyuncusu varken sahaya Ozan Tufan'ı sürmüştü.Yinede hocanın bir bildiği vardır diyerek ümidimi koruyordum.Maç Ukraynalı oyuncuların hızlı hareketleriyle başladı bizim oyuncuların şaşkın oyunlarıyla devam etti.Yediğimiz ilk gol bariz ofsayt ikinci gol ise dışardan çevrilen topla atılmıştı.Hakem bu golleri vermeseydi 0-0 beraberemi kalırdık? Hayır yiyeceğimiz başka gollerle yine yenilirdik.Çünki Ukrayna 2-0 neticeyi bulunca oyunu rolantiye aldı.Zaten bende sinirlenmemek için ikinci golden sonra maçı göz ucuyla seyretmeye başladım.Daha üç maçımız var ama mucize olmazsa Dünya kupalarına yine katılamayacağız.Sayın federasyon başkan ve yetkilileri uzun yıllar sonra Şenol Güneş'in teknik direktörlüğünde katılıp dünya üçüncüsü olduğumuz örnek önünüzde dururken bu başarısız sallanmalarda neyin nesidir.Delege olsaydım direkt olarak istifanızı isterdim buna hakkım yok biliyorum ama milli hisleri kuvvetli bir futbolsever olarak diyorumki bu kadar tecrübeden sonra lütfen daha iyi yönetim gösterin olurmu?

29 Ağustos 2017 Salı

DOKU ZEDELENMESİ VE KEMİK İLİĞİ ÖDEMİ'Nİ NASIL TEDAVİ ETTİM

Üzerinden bir yılı biraz geçti fırında gece nöbetindeyim Erkan usta işe gelmeyip telefonada cevap vermeyince Tayfun ustayla birlikte Kırıkkale Selimözer mahallesindeki evine gittik.Anayoldan eve ulaşmak için karanlıkta otların boyunu tam hesap edemeyince sağ ayağımın boşluğa düşmesiyle birlikte kalçamda oluşan ağrıyla aksamaya başladım.Bir kişi eksik oluncada o ayakla sabaha kadar topallayarak çalışmak zorunda kaldım.Gittiğim aile doktorum lif kopmuştur diyerek merhem ile kas gevşetici verdi.İşime topallayarak devam ettim ama giderek ağrım arttı.Sağlık ocağında nöbetci doktora gittim o'da başka marka merhemle fıs fıs verdi.Ama hiçbiri derdime çare olmadı.İşim ve cenazemiz nedeniyle mecburen hareket halinde olduğumdan artık neredeyse hareket edemez duruma gelince Yüksek ihtisas hastanesinde fizik tedavi doktoruna gittim.MR çektirdi en az üç ay dinlenmen lazım üzerine basma yoksa kalça kemiğin kırılır kemik iliğindede ödem oluşmuş ben seni fizik tedaviye havale edeyim orda tedavine devam et dedi.Hanıma telefonda durumu bildirince enişte Rıza'ya ben eve gelmeden dirsekten destekli tekli bastonu aldırmıştı.Artık mecburi dinlenmeye geçince alıpda okumadığım kitaplara bakarken belki şimdi işime yarar diye ünlü kalp cerrahı Dr.Mehmet Öz'ün ŞİFAYI YÜREĞİNDE ARA isimli kitabını okumaya başladım.Kitabın 34.sayfasındaki şu satırları okuyunca kemik iliği ödeminin ne kadar tehlikeli olduğunu kavradım.Aynen aktarıyorum......KEMİK İLİĞİNDE az önce oluşturulduğunuzu hayal edin.Ancak bir al veya akyuvar veya bir trombosit olmak yerine eşsiz yetenekli seçkin bir hücre grubundasınız.Üstünlüğünüz istediğiniz herhangi bir hücre olabilme yeteneğinizden ileri gelir.Farklılaşmış olan veya hayattaki hedeflerini saptamış olan çoğu dokulardan farklı olarak siz henüz istediğiniz rolü oynamakta serbestsiniz.Çok amaçlı bir hücre olarak hayatınızı ilikteki kanın içinde yüzerek geçirirsiniz.Ama bazen dolaşım sistemindeki kanın içine kayıp vücutta yolculuk edebilirsiniz.Mikroskobik kılcal yataklarda dolaşırken birden bire büyük bir toplardamarın kalbin sağ yanına boşalan alt ana toplardamarın içine sürüklenebilirsiniz.Bu odacığın kasları şiddetle kasılarak sizi akciğerin içine savururlar böylece minik alveollerden oluşan bir yatağın içinde dolanırsınız.Bir astarla soğan kabuğuna benzeyen tek hücrelik bir katmanla çevrilirsiniz.Vücudun sahibi soluk alıp verirken oksijen bu soğan kabuğuna benzer engelden süzülür.Karbondioksit'de çok daha bol olan etrafınızdaki alyuvarlardan fışkırır.Birkaç saniye kalmadan kendinizi vücudun içindeki en güçlü kan kasının sol karıncığın içinde bulursunuz.Sonra güm.Odacık kasılır sizde aort yoluyla vücudun kalan kısmına savrulursunuz.Şimdi ellisekiz yaşlarında fazla kilolu bir erkeğin KEMİK İLİĞİNDE oluştuğunuzu varsayalım.Babası elli yaşlarında bir kalp krizi sonucunda ölen bu kişi kuvvetli Türk tütününden yapılmış Camel markalı sigaraları çok sevmektedir.Adamcağız karısıyla dolaşarak fazladan bir dilim biberli pizza yemeye hazırlanır.Ani bir sancının etkisiyle göğsünü avuçlar ve kendinden geçer.Ağzının kenarından pembe bir köpük sızmaktadır.Siz bu arada ana toplardamardan kalbin sağ yanına geçmiş ve akciğerlere ulaşamayan hücrelerden oluşmuş bir engele toslamış bulunuyorsunuz.Barındığınız vücudun sahibinin kalp krizi geliştikçe sol karıncık artık güçlü şekilde kasılamaz.Kan akciğerlere doğru geriler ve soğan kabuğuna benzer o katmandan sızar.Kalbin sağ karıncığındaki kanda bir yere gidemeyerek karaciğere ve böbreklere taşarak bu organların çalışmalarına engel olur.Hasta hemen acil servisin bir odasına koşturulur.........aynı satırları birkaç defa okuyunca kemik iliğimde oluşan ödemin kalp krizine yol açabileceğini düşünüp hastalığımı dahada ciddiye alarak hemen ertesi gün Kırıkkale Tıp fakültesi hastanesi Ortopedi servisine gittim.Doç.Dr.daha önce çekilen MR'ın cd'sini getirmemi istedi gidip getirdim.Hemen amaliyat olmam gerektiğini kalça kemiğine platin takacaklarını yoksa kırılınca protez takmak zorunda kalacaklarını ödem içinde sigarayı bırakıp kesin olarak dinlenmemi bu bastonlada yürümemem gerektiğini iki adet koltuk altı değnekle ancak kısa mesafeler gidebileceğimi söyledi.Ameliyat için ne kadar vaktim var dedim en fazla kırkbeş gün dedi.Tamam dedim kemik'deki doku zedelenmesini dana paça çorbası içerek kuvvetlendiririm ödemi ise sarımsak yutarak kuruturum dedim.Daha önceden diş apsesini yok etme tecrübem vardı.Böyle olmaz ama sen bilirsin dedi.Doktora dediklerimi aynen uyguladım.Bu arada beni bastonla gören bir arkadaşım üzüm çekirdeği de yersen kemik dokusu daha iyi beslenir babam o şekilde iyi oldu deyince hemen bol çekirdekli siyah kuru üzüm alıp onuda yemeye başladım.Gün geçtikçe iyi olduğumu hissediyordum.Bir ay sonra artık bastonsuz yürüyebiliyordum.Tıp fakültesinde doktoruma gittiğimde MR ve röntgene havale etti.Kemik iliğindeki ödem tamamen yok olmuş kalça kemiğimdeki dokuda beslenmeye başlamıştı.Doktor hayret etti neler yaptığımı ona anlattım hayret ederek dudağını büzdü.Elliyedi yaşımda bazen beş altı km.yürüyebiliyorum hemde hızlı hızlı.Rabbime bu derdimede şifa verdiği için hamd ediyorum.
Unutmadan şunuda ilave edeyim.Tv.deki bir proğramda Prof.Dr.İbrahim Saraçoğlu'nu izlerken dizlerdeki romatizma ağrıları için halkımızın yanlış bildiği bir şeyi düzelteyim diyerek sıcak su tedavisi değil aksine belden aşağı dökün soğuk suyu ağrılar geçer sözünü duyduğumdan itibaren uyguluyorum çok faydalı tavsiye ederim.

28 Ağustos 2017 Pazartesi

ÜÇ HAFTALIK SÜPER LİG GÖRÜNÜMÜ

GALATASARAY:Bütün futbolseverlerin beğendiği oyunlarla üçte üç yaparak dokuz puan toplayan tek takım oldu.Bir kaç oyuncu dışında neredeyse yepyeni bir takım olmasına rağmen birbiriyle uyumlu koşan bir takım hüviyetiyle şampiyonluğun en önemli adaylarından olduğunu ispat ediyor ancak defansında verdiği açıkları oynadığı takımlar değerlendiremediler ama ilerleyen haftalarda daha iyi takımlarla karşılaştığında sıkıntı yaşayabilir.Kötü oynayan oyuncusu yoktu özellikle dörder gol atan Gomis ile Tolga öne çıktılar.Avrupa kupalarından erken elenince taraftardan çok tepki toplamışlardı ama üç maçtaki iyi oyun farklı galibiyetler konbineleri satıp tribünleri doldurmalarına yetti.Yönetim ile hocayada yeni bir kredi açıldı.
BEŞİKTAŞ:Geçen yılın kadrosunu klas oyuncularla takviye ederek lige başladılar.Sadece Kasımpaşa maçında zorlanarak berabere kaldılar.Diğer maçlarını kazandılar ama hala geçen sezonun Beşiktaşı gibi oynamıyorlar.Şampiyonlar ligindede kendine uygun takımlarla grup oldu.Çok derin bir kadroya sahipler tecrübeli Şenol hocayla beraber üç kulvardada başarılı olacaklarına inanıyorum.
FENERBAHÇE:Göztepe ile Trabzon beraberlikleri on kişi kalan Gençlerbirliğini zar zor yenmeleri bu arada Vardar gibi bir takıma iki mağlubiyetle elenerek Avrupa kupalarına erken veda etmeleri taraftarını kızdırmasına neden oldu.Kaliteli oyuncuları tecrübeli hocalarıyla toparlanıp şampiyonluğa oynayacaklardır ama işleri kolay değil.
TRABZONSPOR:Çok iyi bir kadro kurdular tecrübeli bir hocaya sahip hevesli bir başkanları var.Ligede iyi başladılar ama üçüncü maçta Göztepeye mağlup olmaktan kurtulamadılar.Çabuk toparlanıp şampiyonluğa oynayacaklarına inanıyorum.
BURSASPOR:Ligimizin 5.şampiyonu geçen sezonu kötü geçirerek son haftada ligde kalabilmişti.Tecrübeli bir hoca ve yeni oyuncularla lige başladılar.Diri bir takım oldukları görünüyor orta sıralarda kendine rahat yer bulacaktır.
BAŞAKŞEHİR:Şampiyonlar ligi grup maçlarında oynadığı Brugge ile Sevilla maçlarında futbolseverleri mest etti.Nokta takviyelerle çok çok iyi bir takım oldular.Avrupa ligi gruplarındada iyi bir gruba düştükleri kanaatindeyim.İlk onaltıya kalmaları hiçde sürpriz olmaz.Ligde ise şampiyonluğun en güçlü adaylarından olurlar.
AKHİSARSPOR:Geçtiğimiz sezonun son altı maçında Okan Burukla birlikte müthiş bir depar atmışlardı aynen devam ediyorlar.Bana göre şu anda ligin en iyi kanat oyuncusu Olcan Adın takımını şahane bir şekilde öne taşıyor.Üst sıralara oynayacak bir görüntü veriyor.
ANTALYASPOR:Geçen yılın başarılı kadrosunu koruyarak klas transferlerle takımı güçlendirdiler.Üç haftadaki görüntüleri iyi olmasada toparlanarak üst sıralara oynayacağını söyleyebilirim.
KONYASPOR:Geçtiğimiz sezonun kupa şampiyonu Avrupa gruplarına direk katılacaklar.Yeni tecrübeli hocaları Mustafa Reşit Akçay ile çok iyi neticeler alacaklarını gösterdiler.Orta sıralarda kendilerine rahat yer bulacaklardır.Üst sıraları zorlayacak takım bütünlüğüde var.
KASIMPAŞA:Başarılı Kemal Özdeş hoca ile üst sıraları zorlayarak orta sıralarda rahat yer bulacaklarını şimdiden kanıtlıyorlar.
KARABÜKSPOR:Tecrübeli ve olgun başkanları Feridun Tankut ile bu sezonda lige iyi bir başlangıç yaptılar.Ligin tepesindeki takımları yenebilme kabiliyetleri var.Orta sıralarda çok rahat yer bulacaklardır.
OSMANLISPOR:Geçen sezonun ikinci yarısında başladıkları düşüş hala devam ediyor.Yeni hocaları Bülent Uygun ile daha iyi olacaklarını düşünüyorum ancak birkaç maç daha kötü neticeler alırlarsa son sıralarda kalarak sıkıntı yaşayabilirler.
GENÇLERBİRLİĞİ:Lige iyi başlamadılar kötü gidiyorlar Ümit hocada olumlu konuşmalar yapmıyor.İçerde sıkıntıları olduğu izlenimi veriyorlar.İnşallah küme düşmemeye oynamazlar.
KAYSERİSPOR:Takım iyi ama yeni hocaları ligimizi tanımıyor izlenimi veriyor.Erken tedbir almazlarsa kötü günler yaşayabilirler.
ALANYASPOR:Geçen sezon yeni çıktıkları ligde başarılı neticeler aldılar.Öndeki oyuncuları çok yetenekli ama defansında zaafları var.Toparlanıp orta sıralarda yer bulacaklarına inanıyorum.
GÖZTEPE:Yıllar sonra yeni hoca yepyeni bir takımla lige başladılar.Güzel oynadıklarını söyleyebiliriz.Kolay lokma olmayıp ligde kalacaklarının işaretlerini veriyorlar.
SİVASSPOR:Tecrübeli başkan ve hocalarıyla iyi bir takım olduklarının işaretlerini verdiler.Kalıcı olmaları için çetin geçeceğe benzeyen ligde daha çok çalışmaları gerekiyor.
MALATYASPOR:Yeni hocalarıyla iyi bir takım kurmuşlar.Ligde kalıcı olabileceklerini gösterdiler sürpriz sonuçlara imza atabilirler.
SON SÖZ OLARAK:Geçen yıla oranla ligimizin bu yıl daha kaliteli olacağının emareleri görünüyor.Takımlarımız çok kaliteli yabancı oyuncu transferleri yaptılar.Yerli oyuncularımızda onlardan çok şeyler öğrenerek daha iyi olacaklardır.Çok çetin bir sezon geçeceğe benziyor.Beraberlikler fazla olabilir onun için üç puan alan takımlar birden yukarıya tırmanırken kaybedenler aniden alt sıralara düşebilirler.Hakem hataları yine var ama çok iyi yönetilen maçlarımızın sayısı geçen yıla göre daha fazla inşallah sonuçlara etki eden hataları daha az yaparlar.

BİLEK KIRIĞINI NASIL TEDAVİ ETTİM

2014 yılı Mart ayının baslarıydı fırından hesabı almış kucagımda poşet içinde bozuk paralarla yaya olarak yakındaki şirket merkezimize doğru yürüyordum.Kaldırıma araçlar park yapmasınlar diye yerden on santim yüksekliğinde zincir çekmişler.Gördüm yoldan yürürken karşıdan bir araç gelince tekrar kaldırıma yöneldim nasıl olduğunu anlamadan zincire takılıp düştüm.Hemen kalktım ama başım dönüyor soğuk soğuk terliyordum.Bozuk para poşeti patlamamıştı biraz oturup dinlenip giderim dedim.Gözlerimi kapattım kulaklarım uğulduyordu bu arada yanıma bir delikanlı gelmiş amca iyimisin diyor iyiyim dedim ama iyi değildim sağ elim hareket etmiyordu.Bu arada iki kişi daha yardıma geldiler ayağa kalktım kendim giderim dedim ama ilk gelen delikanlı bırakmadı koluma girdi beraber gidelim amca dedi sağolsun.Şirket merkezine geldiğimde Kaplan bey ne oldu geçmiş olsun diye karşıladı kendimi acı içinde koltuğa bıraktım.Bu arada ortağım Hakan kardeşim geldi elimdeki ağrı giderek artıyordu tekrar soğuk soğuk terlemeye başlayınca Hakan beni hastaneye götür dedim.Kırıkkale Yüksek ihtisas hastanesi acil servisine geldik.Doktor hemen röntgene havale etti.Filmi görünce bilekte kırık var dedi alçıya alınması için görevliye gönderdi bu arada haberleri olmuş Mahir Yılmaz'la Yaşar abide geldiler.Görevli arkadaş işaret etmiş Hakan ile Yaşar abi beni koltuk altlarımdan kavradılar sağ elimi iki defa öyle bir çektiki tarif edemem çok şükür ağzımdan kötü bir şey çıkmadı.Kemiklerin yerine geldiğini hissettim.Elimi dirseğe kadar alçıya aldılar.Nöbetci doktor haber vermiş Ortopedi doktoru geldi yarın ameliyat edeceğim dedi yoksa elini hareket ettiremezsin nasıl yapacağını sordum elinden ve kolundan ikişer delik açıp demirle bağlayacağım dedi ne zaman diye sorunca yarın sabah dedi ne zaman iyi olurum soruma iki üç ay içinde cevabını verdi tamam dedim yatış evraklarını imzaladı servise çıkardılar.Arkadaşları işleri olduğu için gönderdim.İki kişilik odada yaşlı bir amca yatıyordu geçmiş olsun deyip durumunu sorunca dün kalça kemiğimden ameliyat oldum bugün tuvalete çıkınca tekrar kırıldı yarın tekrar olacağım dedi.Hanım evde yok Gebze'de hasta annesinin bakımıyla ilgileniyor.Kimseye haber vermedim akşam seçim ekibimiz sağolsunlar kalabalık bir şekilde geçmiş olsuna geldiler sohbet muhabbet esnasında durumu ve olacakları anlatınca Mustafa Bakkal kardeşim aman abi sakın bu doktora amaliyat olma üç ay önce oğlumu sakat bırakacaktı Ankara'ya götürdümde kurtardık bak amcayıda sakat etmiş deyince içime bir kurt düştü sabah doktor gelince amaliyat olmayacağımı mesuliyeti kabul ettiğimi söyleyince sen bilirsin deyip taburcu ettiler.Bir dostum paça çorbası içmemi tavsiye etti birkaç defa aynı lokantaya gidince lokantacı arkadaş bu içtiğin koyun paça dana paça içersen kırık daha çabuk kaynar deyince dana paça içmeye başladım.Bir ay dolunca alçıyı kesip doktora gittiğimde seni muayene edemem sözümü dinleyip amaliyat olmadın elin sakat kalabilir mesuliyete giremem deyince başka bir ortopedi doktoruna gittim röntgene havale etti filmi gördü kırık kaynamış seni fizik tedaviye havale ediyorum dedi.Fizik tedavi doktoru kaskatı hiç hareket etmeyen elimi bir dakika sıcak suda çıkarıp üç dakika soğuk suda bekletip devamlı topla hareket ederek devam etmemi iyi olacağımı söyledi hakikaten söylediklerini yaptım ve zaman içinde elim eskisi gibi oldu rabbime şükürler olsun.Dana paça çorbası içerek amaliyat olmadan hemde bir ay içinde kemikdeki kırık hiç iz kalmayacak şekilde tutmuştu bu arada yaşımıda söyleyim ellibeş.Tecrübe tavsiyelerine kulak vermek her zaman iyidir.

15 Ağustos 2017 Salı

SÜPER LİG BAŞLADI

Bu yılın en dikkat çekici tarafı kulüplerimizin çok sayıda yabancı transferi yapmaları.Büyük takımlar çok kaliteli oyuncuları takımlarına kazandırdılar.Hele Galatasaray neredeyse yepyeni bir onbir oluşturdu.
İlk hafta maçlarında takımların ilk onbirlerinde 136 yabancı 62 yerli oyuncu yer aldı.Bunlardan ligin yeni takımlarından Göztepe on yabancıyla sahaya çıkarken Akhisar sadece beş yabancıyla sahaya çıkarak en fazla yerli oyuncu kullanan takım oldu.Diğer takımlarımızda üç ila beş arasında yabancı oyuncu oynattılar.
İlk deplesman maçında Elazığı 2-0 mağlup ederek sezona başlayan ülkemizin futbolcu fabrikası İzmirli Altınordu bu sene süper lige çıkmaya hak kazanırsa tamamı yerli oyunculardan kurulu bir takımımız olacak inşallah.
Sezonun ve haftanın açılış maçında Başakşehir Bursayı 1-0 yendi.Galip takım geçen yılki kadrosunu sahada güçlendirirken rakibi kariyerli Fransız hocasıyla iyi bir takım oluşturarak oynadığı oyunla bu sene daha iyi sonuçlar alacağını gösterdi.
Akhisar geçen yıl Teknik direktörleri Okan Burukla yakaladığı çıkışı sürdürdü ve ligin yeni takımı Sivası 1-0 yenerek evine eli boş gönderdi.Akhisar kanat oyuncuları Olcan Adın ve Lopezin sürekli yer değiştirerek etkili oynamalarıyla bu senede yukarlarda olacağını gösterdi.Sivas ise oynadığı oyunla kolay lokma olmayacağını ilan etti diyebiliriz.
Başkantte oynanan maçta Gençlerbirliği ile Karabük 1-1 berabere kaldılar ama maçı her ikiside kazanabilirdi.Özellikle Karabük çok diri göründü.
Alanya her ne kadar kendi sahasında Kasımpaşaya 3-1 mağlup olsada iyi oyuncuları ile özelliklede orta sahadaki Emre Akbabayla ilerdeki maçları için umut verdi.Kasımpaşa başarılı hocaları Kemal Özdeş ile üst sıraları zorlayacaklarını gösterdiler.
Göztepe cezası nedeniyle seyircisinden yoksun çıktığı Fenerbahçe maçından 2-2 beraberlikle ayrıldı.İyi oyunuyla ilerisi için ümit vadetti.Fenerbahçe ise oynamayan iki yeni transferide takıma monte olunca şampiyonluğun en kuvvetli adayı olacağının işaretini verdi ama Aykut hoca iki ön libero ile oynama inadından vazgeçerse.
Trabzon ile Konya derbisinde gülen taraf 2-1 lik skorla evsahibi olurken misafir takım büyük takım gibi oynadı maçı kazanabilirdide ama golcü Burak Yılmaz çok temiz iki gol atarak takımına üç puanı kazandırdı.Durissanın Konyalı Traorenin ayağını kırdığı pozisyona hakem sarı yerine Kırmızı gösterseydi maçın sonucu ne olurdu bilinmez ama hakem öncesinde Fofanaya yapılan iki kasti fauldede kırmızı yerine sarı göstererek adil olmadığını gösterdi.Tabi bunlar TS un haklı galibiyetine gölge düşüremez güzel oynadılar.Orta sahada oynayan Kuckanın kaleden çıkardığı topda gol kadar kıymetliydi.Maça derbi dedim çünki artık Başakşehir ile Konyanın diğer dört takımla birlikte kendi aralarında oynayacağı maçlar derbi sayılır.Bunlara Bursa ile Antalyanında eklenmesini isterim.
Bana göre haftanın sürprizini Osmanlıyı kendi sahasında 3-1 yenen Malatya yaptı.Hocaları Ertuğrul Sağlam ile güzel bir takım oluşturmuşlar.Osmanlı kendini toparlamazsa kötü günler yaşayabilir.
Geçen yılın şampiyonu Beşiktaş Antalyayı 2-0 gibi net bir skorla yendi.Antalyada başabaş bir oyun oynadı.Pepenin hatasında Etonun girdiği ceza sahasında Fabri topu faul yapmadan o kadar nefis aldıki takımının sendelemesini önledi.Bana göre hakemin penaltı kararı doğruydu.
Haftanın son maçında Galatasaray yeni takımının güzel oyunu ile rakibi Kayseriyi 4-1 mağlup ederek ilk haftanında lideri oldu.Otuz bin cimbomlunun tribünden desdek verdiği Aslanlar bu oyun ve skorla hocaları Tudorla birlikte kredi tazelediler ama devam ettirmeleri kaydıyla.
Beş altı hafta sonra ligin rengi yavaş yavaş ortaya çıkar.
Bu hafta üç maçta ceza nedeniyle seyirci yoktu.Bu cezalandırmanın yanlış olduğu çokca tartışılıyor bende şöyle diyorum acaba yayıncı kuruluş biraz daha fazla dekoder satsın diyemi yapılıyor.
Bu hafta Başakşehir ile Fenerbahçenin Avrupa maçları var ikisinede başarılar diliyorum.

10 Ağustos 2017 Perşembe

YARIM BATI KARADENİZ TURU

Yarım diyorum çünki tamamını gezemedim.Buralar gözün yeşile doyduğu yerler.
KARABÜK:İstanbuldan çıktığım yolda sabah saatlerinde şehre girerken demir çelik fabrikalarının heybetiyle karşılaşıyorum.Güzel temiz bir otogarı var.Karşısındaki üst geçit modern görünümlü ve asansörlü.Yenice ilçesine giderken aynen Ankara'dakilere benzer altgeçit var.Sırtını yeşil dağlara dayamış bir şehrimiz.Önünde kısmi bir boşluk var oralaradada üniversitenin bölümleri yer alıyor.Özellikle kız yurtlarının çokluğu dikkati çekiyor.Konuştuğum insanların söylediğine göre Karabük üniversitesinde 25 bin civarında öğrenci varmış.Karabükspor alt liglerde Kırıkkalespor'umuzun en dişli rakiplerinden biriydi,birçok deplesman maçına gittiğim halde buraya gelmek kısmet olmamıştı iş icabı ilk defa geliyorum.
KARABÜK YENİCE:İl merkezine 35 km.mesafede,Karabük'den itibaren yol çok az bir düzlükte ilerliyor sonra çetin dağ yamaçlarının dibindeki vadiden devam ediyor.Tek tek saydım o kısa mesafede tam 16 tane tünel var.Yanlış duymadınız bu defa yazıyla belirtiyorum tam onaltı tane.En kısası 36 metre en uzunu ise 705 metre uzunluğunda.Birinden çıkıp diğerine giriyorsunuz.Son on onbeş yıl içinde yapılmış o nedenle daha önce Karabük Yenice arasında karayolu yokmuş trenle gidip geliyorlarmış.Kaç tanedir bilmiyorum ama tren tünelleride çok fazla,tabi bunlar cumhuriyetimiz ile yaşıt sayılır.DÇ.fabrikaları yapılırken tren yolu ve tünelleride o zamanın zor şartlarında yapılmış.Dağlar genellikle kayalardan oluşuyor.Sabah saatlerinde bu Ağustos ayında bile yüksek yerlerde duman var.Yani başı dumanlı dağlar tabirinin cuk oturduğu şekilde.Kayaların üzerinden bile ağaçlar çıkmış.Ormancılık buraların tek geçim kaynağı birde Zonguldak madenlerinde çalışma.Yol kenarında genişce bir alanda tomrukların istiflendiği orman işletmesine ait bir yer var.Çaycı kardeşimin söylediğine göre babasıda madende grizu patlamasında vefat etmiş,sadece bizim mahalleden onsekiz madenci vefat etti,malesef buraların kaderi diyor.Vadide bir akarsu var,minibüs şoförüne adını soruyorum Pilyos çayıymış.Nüfusu tabelada 9400 yazıyor.Eski vileyetleri Zonguldak aksi istikamette 70 km.uzaklığında .Takriben üç km.mesafede bir seyir yeri varmış,oradan dağlar ve köyler daha güzel görünüyormuş,vaktim olmadığı için çıkmadım.Genelde güzel temiz insanları var.Bizim memleketten buralarda çalışan birileri varmı diye Emniyet ve Adliye'de soruşturdum.Yozgatlı savcımız Çağlar bey yeni tayin olmuş.Göremedim ama katibine bir selam notu bıraktım.Ben dönerken aradı telefonda tanışıp hasbihal ettik.
KARABÜK SAFRANBOLU:İl merkeziyle hemen hemen birleşmiş gibi.Karabük ile Yenice'nin aksine buradaki kalabalığın oluşturduğu canlılık hemen göze çarpıyor.Biliyorsunuz tarihi evleriyle meşhur.Sordum yerleşik nüfus 40 bin civarında iken yaz aylarında ziyaretcileriyle birlikte iki katına çıkıyormuş.İrili ufaklı otel ve pansiyonların çokluğu hemen dikkatinizi çekiyor.Şehrin yeni binaları yeşil dağlara doğru uzuyor.Görülmeye değer şirin bir yer.
BARTIN:Tarih,modernlik içiçe girmiş vaziyette.Hemen 15 km.mesafedeki Karadeniz'in havasıyla her tarafı kaplayan orman havası hemen farkındalik meydana getiriyor.Çarşıları özellikle alışverişi seven bayanların hayranlıkla gezecekleri dükkanlarla,oturup dinlenilecek kafelerle bezenmiş.Her yer tarih kokuyor.Örneğin şehir hamamı 1747 yılında yapılmış.Merkezde çok sayıda cami var.Nüfusu 70 bin civarındaymış.Karabük'den buraya sadece Savaş Turizm'in minibüsleri çalışıyor.Vadiden devam eden tek şeritli yolu var.Kenardaki derede damla su yok,mevsimin kurak geçtiği buradan belli.Bazı yerlerde yol kenarındaki ağaçlar o kadar uzunki başınıza güneş geçmiyor,gölgede ilerliyorsunuz.

8 Ağustos 2017 Salı

KONYA SÜPER KUPAYI HAKETTİ

2016-2017 futbol sezonunun şampiyonu Beşiktaş ile kupa galibi Konya arasında statü gereği bu senenin sezonu başlarken oynanacak olan Süper kupa finali Samsun'un yeni stadındaydı.34 bin kapasiteli stadda 25 bin seyirci olduğunu maçı anlatan spiker söyledi.Maçı Atv veriyor.Maçın başında aynen kupa finalinde Eskişehir'de olduğu gibi meşaleler atıldı ama çok şükür maçı durduracak boyuta ulaşmadı.Maçı Milli takımımızın yeni hocası Lucesku ile yardımcısı Tayfur Havuçcu'da takip ediyorlar.Maç başlar başlamaz Konya'nın hakimiyeti kendini hissettirdi önde bastılar,iyi pas yaptılar ama ilk pozisyonu 15.dakikada Cenk Tosun'la Beşiktaş buldu.Kaleci Serkan açıyı iyi kapatıp pozisyonu önledi.Bu dakikadan sonra Beşiktaş pas yapmaya başladı.18.dakikada Quenecma sağ ayak dışıyla vurdu top kale direğini sıyırıp dışarı çıktı.27.dakikada Konya Ömer Ali ile ilk pozisyonunu yakalayacaktı ama Pepe yerinde müdahale ile topu taca gönderdi.33.dakikada soldan Kofana topu sağ taraftaki Traore'ye aktardı sol ayağıyla çok güzel bir gol atarak takımı Konya'yı 1-0 öne geçirdi.Yine 36.dakikada sağdan Ömer Ali kale önüne kesti ama oraya hiçbir arkadaşı gelememişti.Hemen bir dk.sonra Beşiktaş atağında Babel vurdu Ali Turan topun önüne yatarak kurtardı.42.dakikada yine Babel soldan güzel vurdu kaleci Serkan parmak ucuyla çıkardı.55 ve 57.dakikalarda Ömer Ali ile Mitroviç'in vuruşlarından netice çıkmadı.60.dakikada Şenol hoca Beck'in yerine Caner'i,Tolgay'ın yerine yeni santrafor Negredo'yu oyuna aldı.Adriano sağbeke geçti Caner solbeke.Miloseviç 63.dakikadaki şutundan sonra yerini Johnson'a bıraktı.Karşılıklı ataklarla geçen maçta 76.dakikada Konya'da Ali Çamdalı yerini Musa Nizam'a bıraktı.77.dakikada Caner'in kullandığı taçda Konya'lılar uyuyunca Cenk affetmedi 1-1.Bu arada sahaya bıçaklı bir Konyalı seyirci girdi.Bereket versin bir şey olmadı.82.dakikada Ömer Ali yerini Ezekel'e bıraktı.Yeri gelmişken stadları güzel yapıyoruz ama zemini yapmayı bir türlü beceremiyoruz berbattı.Bu arada Lucesku Konya'dan Stoper Ali Turanı solbek Ferhatı,sağaçık Ömer Aliyi farkettimi acaba.89.dakikada Cenk kendi ceza sahasında Skubiçin gol pozisyonunu çok güzel önledi.90.dakikada Johnson Pepe'den sıyrılırken düşürülünce hakem haklı olarak penaltıyı çaldı.Skubiç'in vuruşu skoru 2-1 yaptı.5 dakika uzayan maçta başka gol olmayonca Konya süper kupayı hakkıyla kazandı.Tören öncesi Beşiktaşın rakibini tebrik etmesi alkışı haketti.Ama yinede maça olaylar damga vurdu.

4 Ağustos 2017 Cuma

YAKINDA GÖRDÜĞÜM YERLERDEN İZLENİMLER

ANKARA ELMADAĞ:Hasanoğlan,Yeşildere ve Lalahan ile iyiden iyiye kucaklaşma eğiliminde.Özellikle yeni kurulan fabrikalar bu olguyu hızlandırıyor gibi.Ankara'nın en doğusundaki Kayaş ile Lalahan çok yakın gibi görünselerde kısa vadede bir bütünleşme görünmüyor.
ANKARA POLATLI:Ankara Polatlı'ya doğru hızla yol alırken o'da buna kayıtsız kalmıyor.Çok kısa vadede olmasa bile ilerde iki şehir birleşecek gibi bir görüntü var.
ESKİŞEHİR:Otogar'dan başlayarak şehri dolaşan tramvayı,şehrin ortasından sakin sakin akan Porsuk çayı,düzgün sanayisi temiz çarşılarıyla yaşanacak bir şehir görüntüsünde.İstanbul'da 4.00 lira olan Tramvay tek geçiş ücreti burada 2.70 lira.Abonman bileti dahada ucuz.Çoğu yerde 1.50 lira olan otogar wc ücreti burada bedava,üstelik daha temiz ve bakımlı.İnsanlar birbirine saygılı.Sevdim Eskişehiri.
ÇANAKKALE BİGA:Anayol üzerinde şirin bir yer.Denizle orman kokusunun birbirine karıştığı,toprağı bereketli,insanları sıcakkanlı,Çanakkale ile anayoldan daha içerdeki ilçelerini birbirine bağlayan istasyon görevi üstlenmiş sakin bir şehrimiz.
CANAKKALE ÇAN:Biga'dan içeriye girince ilk şehir.Nüfusu az değil altmışbin civarında.Seramik fabrikası,kömür ocakları var.Tarımıda ilave edersek zengin bir görüntü veriyor.Ama havası Biga ile Yenice'ye göre daha kötü.O da sanayiden dolayı.
BURSA:Koca bir şehirde her şeymi yerli yerinde olur arkadaş.Belki tam öyle değil ama o izlenimi veriyor.Tarih,yeşil,sanayi o kadar güzel harman olup yakışmışki.Bugüne kadar sadece Trabzon'da gördüğüm taksi dolmuşları burdada gördüm.Biniyorsun gideceğin güzergahın dolmuşuna sadece 2.50 lira ödüyorsun.
ÇANAKKALE YENİCE:Çan'dan daha içeriye ama gittikçe daha yükseğe çıkılıyor.Hava,orman daha bir güzelleşiyor.Nüfusu az yedibin civarında ama bağlı kasaba ve köyleri oldukça kalabalık.Çarşısı ile binalarının görüntüsü iyi bir görüntü çiziyor.Yemek yediğim lokantacı kardeşime sordum.En güzel biber burada yetişiyormuş.Yurt dışı dahil Tır'larla biber satıyorlarmış.İnsanlar yardımsever ve sıcakkanlı.Yine aslen Çan'lı olan yirmi yıldır burada oturan lokantacı'nın söylediğine göre dükkanında evinde kapısını açık bıraksan bile hiçbir zarar gelmezmiş o kadar güvenli bir yer yani.Ne güzel değilmi?
Hele bir köyleri var.Bu kadarmı sakin bir güzellik olur.
İZMİR:Bornova'da yükselen gökdelenler şehre güzellik ve modernlik katmışlar.Kordonboyu aynı güzelliğinde.Kemeraltı çarşısı hareketlimi hareketli canlı bir alışveriş var.Buraya yerleşen hemşerilerimin söylediğine göre ev kiraları haricinde yaşam ve iç ulaşım ucuzmuş.Tam yaşanacak bir yer diye öve öve bitiremediler.İçinde dolaşırken büyük bir şehrimiz olmasına rağmen sanki küçükmüş izlenimi veriyor.Söylediklerine göre azımsanamayacak kadarda Kırıkkale'li hemşerimiz varmış.
KONYA:Bir şehrin insanları el ele vererek bu kadarmı yaşadıkları yeri büyütür,güzelleştirir arkadaş.Devasa dümdüz bir yere yayılmış şehrin her yerinde kendini sakin bir yerdeymişsin gibi hissediyorsun.Tramvay burdada var.Hani her yer düzlük ya tabi bisiklete binende fazla olacak.Burdada Bursa gibi Tarih,sanayi,şehirleşme iç içe geçmiş birtek yeşili eksik.

BAŞAKŞEHİR AVRUPA GRUPLARINDA

Çarşamba akşamı Başakşehir'in Club Brugge ile şampiyonlar ligi grup eleme rövanş maçı vardı.Biliyorsunuz ilk maç Belçika'da 3-3 berabere sonuçlanmıştı.
Maç günü iş için İzmir'de bulunuyordum.Öğle vakti işimi bitirmiş Konya'ya hareket edecektim.Ama maçı izlemeyi çok istiyordum.Basmane semtinde otobüs firmalarına yakın yerde maçı izleyeceğim kafeyi belirledim.Otobüs hareket saatimi maçın bitimine göre ayarladım.Aile dostumuz Hasan Önem kardeşimle buluşup maç saatine kadar vakit geçirebilirdim,öylede yaptım.Oğlu Kemal ile birlikte illede eve gidelim tekliflerine teşekkür edip beni işyerlerinin olduğu Kemeraltı semtinden Basmane'ye bırakmalarını söyledim.Maçı izlemek için keyifle tv karşısına oturdum.
Başakşehir ilk maçtaki kadrosuyla sahadaydı.Rakip takım oyuncularını tanımadığım için nasıl bir kadroyla başladıklarını bilmiyorum.Oyunun kontrolü tamamıyla bizde olarak maç başladı.5.dakika oynanırken Cumhurbaşkanımızda maça gelip yerini aldı.6.dakikada soldan üç numaralı solbek oyuncumuz Clichy kalçadan vuruşla öyle bir orta yaptı ki Adebayör şahane bir kafa vuruşuyla golü kaydetti.
İkinci golümüzde ilk maçta gol asistinin dışında iyi oynamayan Visca'dan gelince ilk yarı 2-0 galibiyetle sona erdi.
Başakşehir pas oyunuyla rahat bir futbol ortaya koyarken rakip hiçbir varlık gösteremedi.
Bu sonuçla Başakşehir Play-of maçı oynamaya hak kazanırken o maçı kaybetse bile Avrupa ligi gruplarında oynamayı garantiledi.Birde üstelik cebine üç milyon avro para koydu.
Bugünkü kura çekimiylede rakibi belli oldu İspanyol Sevilla.
Oldukça güçlü bir rakip ama Başakşehir o kadar akıllı bir futbol oynuyorki eyvah elenir gibi bir duyguya kapılmadım.
Bu arada Perşembe günü oynayan Fenerbahçe'de rakibi Strum Graz ile 1-1 berabere kalarak tur atladı.
Onunda play of rakibi bir Makedon takımı oldu.Kuvvetle muhtemel eleyerek Avrupa ligi gruplarına kalacaktır.Böylece bu sene Beşiktaş ve Konya ile birlikte dört takımımız gruplarda oynayacak.Beklentimiz Galatasaray'da turları geçerek beş takımla oynamaktı ama olmadı.
Süper Lige gelince bahsettiğim bu takımlarımıza ilave olarak iyi transferler yapan diğer takımlarımızla birlikte daha çetin bir lig izleyeceğiz gibi bir izlenim var.Özellikle Trabzon ve Antalya yukarıyı ciddi şekilde zorlayabilirler.
Pazar günü Beşiktaş ile Konya arasında oynanacak süper kupa maçıyla sezon başlayacak.
Bütün takımlarımıza başarılar diliyorum.

27 Temmuz 2017 Perşembe

BAŞAKŞEHİR AVRUPADA VARIM DEDİ

Süper ligde geçtiğimiz sezon ikinci olarak Şampiyonlar liginde eleme maçları oynamaya hak kazanan Başakşehir'in dün gece Belçika takımlarından Club Brugge ile maçı vardı.
Pazartesi gününden itibaren maçın açık kanal A spordan yayınlanacağı anons edildiğinden itibaren merakla maç saatini bekledim.
Başakşehir bu ilk deneyiminde ne yapacaktı,iddialı yeni transferleri takıma uyum sağlamışlarmıydı.
Otuz bin kişi önünde başlayan maçın daha ilk onbeş dakikasında iki gol yiyen Başakşehir hiçde iyi sinyaller vermedi.İlk golde hatalı pasın,defansın ve kalecinin hataları vardı ama ondokuz yaşındaki 42 numaralı gölü atan oyuncunun becerisi üst düzeydeydi.
Brugge'nin attığı diğer iki frikik golündede gereksiz yere faul yapan oyuncularımız ile kendine aşırı güvenle yanlış baraj kurduran milli kalecimizin hatası büyüktü.
İlk yarı takımı için çırpınan bir Emre ile aşırı kötü oynayan bir Visca aklımda kaldı.
İkinci yarı başlar başlamaz sahada öyle bir Başakşehir vardıki eski kimliğine kavuşmuş,oyun boyunu kısaltarak takır takır pas yapan,her yerde rakibe basan diri bir takım.
Tabiki ilk yarı tükenmeye yüz tutan ümitlerimiz yeniden canlandı.
Emre'nin liderliğinde Mahmut ile Mossoro'nun diri oyunu ile santrafor oynayan Adebayorun orta sahaya gelerek pas yapması Brugge'li oyuncuları neredeyse seyirci haline getirdi.
Defansda tekleyen Attamah bile daha derli toplu oynadı.Henüz fizik olarak hazır olmadığı her halinden belli olan Visca bir golün asistini yaparak kendini affettirdi.
Gayet soğukkanlıca atılan üç golle müthiş bir geri dönüş yapıldı.
Deplasmanda 3-3 beraberlik iyi sonuç olarak görünsede maçın 3-2 galibiyetimizle bitmemesine üzüldük.
Bir hafta sonra İstanbul'da yapılacak rövanş maçında turu Başakşehirin geçeceğine inanıyorum.
Galatasaray'ın Temmuz ayında Östersuds gibi bir takıma elenmesi bizi üzmüştü,İnşallah Başakşehir turu geçerek,bugün oynayacağı maçda alacağı sonuçlada Fenerbahçe sevindirir.

24 Temmuz 2017 Pazartesi

MASIRLIDAN MOLLA MUHAMMEDLERE

Fakılı aşireti ve Kösehimmetden Kösefakılıya başlıklı yazılar ile devam ettirdiğimiz konuyu sürdürüyoruz.
Yazıda adı geçen bütün büyüklerimize Allah'dan rahmet diliyorum.
Büyük büyük dedemiz Köse Himmet Güllühöyük köyünden Mehmet bey ile evleniyor ama hanımının ismi nedir kimseden dinleyemedim.Şimdiki Sarnıç ile Kösimmet denilen geniş bir araziyi Mehmet bey damadına veriyor.Rivayete göre bu arazilerin büyük bölümü Molla Muhammet dedemiz zamanında Mehmet beyin ve aynı zamanda Avşar kızı Ayşe ebemizin torunu Duran bey tarafından geri alınıyor.Köse Himmet'in İki oğlu üç kızı olduğunu biliyoruz.Bunlardan oğlu Musa (Küçük Muhammedler sülalesinin büyük dedeleri oluyor)Abdurrahman (Molla Muhammedler sülalesinin büyük dedeleri) Kızı İnci Polatlıdan Molla Osman ile evleniyor.Diğer bir kızı Ümmühan şimdi köyümüzden Çalışkanlar olarak bilinen sülalenin büyük büyük dedeleri Musa'nın oğlu Mustafa ile evleniyor.Nuriye ise Güllühöyük köyünden Mehmet bey ile evleniyor.
(Köse Himmet ile ilgili dinlediğim cirit oyunu hikayesi için bkz.KÖSE HİMMET başlıklı yazım)
Abdurrahman Avşar kızı Ayşe ile evleniyor.Molla Muhammed adında bir oğlu oluyor.Genç yaşta vefat ettiğinden başka çocuğu yok.Rivayete göre babası Köse Himmet'den kendisine ondanda tek oğluna geçen dokuz köyün kahyalığı Ayşe ebemizin yiğitliği ile devam ediyor.Misafir geldiğinde tek başına koyunun başını bir erkeğe kestirdikden sonra yüzer parçalar yemek yapar ortaya çıkarırmış.Oğlunuda köşede oturturmuş.Kayseri Tomarza'dan Ayşe ebemizin sülalesinden iki kişi köyümüze gelmişler dayılarımız gelmiş diyerek bütün evlere sırayla davet edip misafir etmişler.Molla Muhammed dedemiz iki evli.Hanımının biri Küçük Abdiuşağı köyünden Hasan onbaşıların kızı Ayşe diğeri köyümüzden Durmuşların kızı Asiye.
Ayşe'den dört oğlu iki kızı oluyor,Oğulları Himmet Keleş,Abdurrahman Altınsay,Osman Olgun,Mustafa Macit (benim Annemin babası olan Büyükbabam)(.Kızları Güllühöyük köyünden Mehmet beyin oğlu Tahsin ile evlenen Emine ile önce Güllühöyük köyünden Hasan ile sonrasında ise Hacıhasanlı köyünden Süleyman Avşaroğlu ile evlenen Hürü.
Asiye'den ise iki oğlu dört kızı doğuyor.Oğulları Çakır Ahmet Şimşek(benim babamın babası olan Büyükbabam) ve Hacı Yıldız(Hanımım Ayşegül'ün büyükbabası).Kızları ise Korkorlu köyünden Azizlerin Mustafa Çetin ile evlenen Ayşe,köyümüzden Mustafa Çalışkan'ın oğlu Kır Bekir evli olan Güzel.Yine köyümüzden Durmuşların Ahmet Durak (usta)ile evlenen Rahime.Önce köyümüzden Bekir Ay ile sonrasında Ömeruşağı köyünden Yusuf Özcan ile evlenen Sultan.
Bizler bu oniki kardeşden erkeklere dede kadınlara ebe deriz.
Himmet,Abdurrahman ve Osman dedelerim ile Emine,Hürü,Ayşe ebelerimi görmedim.Diğerlerinin elini öptüm.
Himmet dedem nerede nasıl olduğunu dinleyemedim ama askerdeyken şehit olmuş.Osman dedem kardeşler arasındaki en dindar,takva olanıymış,ailenin oda sahibi ise Abdurrahman dedem,Hacı dedem yiğitliği ile meşhur,Çakır dedemin yaya olarak İzmire gidip gelmişliği var,Mustafa dedem  hayvan ticareti ile uğraşan zamanın iyi celeplerinden.Dokuz köyün kahyalığı yani idareciliği Molla Muhammed dedemizden Abdurrahman dedemize geçmiş.O zamanlar Osmanlı döneminden kalma böyle bir uygulama var.Bu arada aklıma gelen bir anektoduda anlatayım.
Rahmetli Adnan Menderes'in Başbakan olduğu 1950'li yıllar.Adalet Bakanıda Abdurrahman dedemin ahbabı olan Osman Şevki Çiçekdağ.Memleketi Çiçekdağı'na gelip geçerken dedemize misafir olurmuş.Dedemize bağlı köylerin muhtarları (köylerin isimlerini tahmin ediyorum ancak emin olmadığımdan zikredemiyorum)gelip kahya demişler,ormancı odun kesmemize izin vermiyor bu kış yakacaksız kalacağız.Almış yanına hepsini Ankara'da Adalet Bakanı'nın yanına götürmüş.Hoşbeşden sonra Bakan buyur ağa demiş emrin nedir.Şöyle yerinden doğrulup,komşular adam belleyip benim yanıma geldiler bende adam belleyip sana getirdim müşküllerini hallediver demiş.Ba lafa Bakan ne yapabilir tabiki sorunu hemen çözmüş.
Gördüğünüz gibi altı kardeşin soyadıda farklı,soyadı kanunu çıktığında köyümüzdeki sülalelerin kardeşleri aynı soyadını aldıkları halde bizimkiler ayrı soyadları almışlar.Kendilerimi tespit etti yoksa yazan nüfus memurumu bilemeyeceğim ama aldıkları soyadları kişilikleriyle uyumlu olmuş.
Yağız delikanlı manasına Keleş soyadı Himmet dedeme,ailenin kasası ve ağası olduğundan Altınsay soyadı Abdurrahman dedeme,takva olduğundan Olgun soyadı Osman dedeme,Erdemli gezgin tüccar manasına Macit soyadı Mustafa dedeme,etrafına ışık saçan manasına Yıldız soyadı Hacı dedeme,hızlı manasına Şimşek soyadı Çakır dedeme yakışmış.
Sülalemize bu anlara kadar Köse Himmet dedemizin muhtemelen dedesi veya babasının adı olan Masırlı denirken bundan sonra yine Masırlı olarak anılmanın yanında Molla Muhammedler denilmeye başlanmıştır.
HİMMET KELEŞ dedem Polatlı köyünden Molla Osmanların kızı Hamide ile evleniyor.Tek çocuğu var Kamil dedem.Onun hanımı Güllühöyük köyünden Fadime hala,çocukları Himmet Macit dayım,dikkat edin soyadı Keleş değil nedenmi?Amcası Mustafa Macit dedemin üç kızı olup oğlu olmayınca zamanın muhtarı Emin efendiye rica ederek amcasının soyadını kendi çocuğuna yazdırıyor.Diğer oğlu Nazmi Keleş dayım,Hamzabey köyünden Hacı Arap ile evlenen Ayşe,Polatlı köyünden Hacı Emin ile evlenen Hamide,Polatlıdan Kemal Baran ile evlenen Latife ile Yerköy'deki Sabriye teyzelerim.Kamil dedem ve çocuklarının hepsini tanıyorum.
ABDURRAHMAN ALTINSAY dedem Güllühöyük köyünden Mehmet beyin kızı Telli ve Avanoğlu köyünden kürt kızı Zebey ile evleniyor.Telli ebemden olan çocuklarından Enver ve Bekir dayılarım Amcaları Osman Olgun'un kızları Hatice ve Efili ile evleniyorlar.Onlarla ilgili bir anektodu yazmıştım.(Bkz.HÖKÜMETİDE PAŞAYIDA YIKTILAR başlıklı yazım)Enver emmimle ilgili bir anektodda şöyle.Ankara Atatürk Orman Çiftliğinde bekçilik yapmaktadır.Yoldan gelip geçenlere meyvelerden sürekli ikramda bulunur.Müdüre şikayet ederler. Müdür Enver devletin malını ona buna niye böyle peşkeş çekiyorsun diye çıkışınca Enver emmim gayet soğukkanlı müdür bey sen Atatürkün hayrınımı keseceksin deyince müdür çık dışarı diye bağırmaktan başka bir şey yapamaz.Kemal dayım ise önce Güllühöyük köyünden Mehmet beyin torunu Dönüş halam ile evleniyor rahmetli olunca Kartalkaya köyünden Fadime abla ile evleniyor.Nefika ebem Hacıfakılı köyünden Şerafettin Özcan ile evleniyor.Dönüş halam Polatlı köyünden Mollaosmanlardan Mahmut dayım ile evleniyor.Endam halam evlenmemiş.
Zebey ebemden çocuklarından Hatice halam Polatlı köyünden Mahmut Baran ile evli Dönüş halam ise köyümüzden Numan Çalışkan ile.Bunlardan Telli ve Zebey ebelerim ile Telli ebemin kızı Dönüş ve Endam halam haricindekilerin tamamını tanıdım.
OSMAN OLGUN dedem Güllühöyük köyünden Behiye ebem ile evli.Çocukları Rıza dayım köyümüzden Ahmet ustanın (Durak) kızı Ehil halam ile evli.Şu anda Elif teyzemle beraber sülalemizin hayattaki en büyüğü konumunda.Hatice halam Enver dayım ile Efili ise Bekir dayım ile evli.
MUSTAFA MACİT dedem Polatlı köyünden Mollaosmanların kızı Kamile ebem (Anneannem) ile evleniyor.Çocuklarından Elif teyzem Kamil Keleş dedemin Veletli köyündeki üvey kardeşi Naci Düz ile evleniyor.Münevver teyzem önce Çakır emmisinin oğlu Mehmet Şimşek amcam ile evleniyor onun askerde şehit olmasından sonra Polatlı köyünden Molla Osman ile evleniyor beyi vefat edince Kırıkkale iline bağlı Balışeyh ilçesinin Kılevli köyünden Kemal Zengin ile evleniyor.Dönüş yani annem ise Çakır emmisinin oğlu Ahmet yani babam ile evleniyor.
Yeri gelmişken söyleyim bizde amcaya emmi,halaya bibi derler.Benim babam ve annem amca çocukları olduğu için büyüklerime her türlü hitap etme kolaylığım oldu.
HACI YILDIZ (lakabı Usta)dedem köyümüz sülalelerinden Durmuşlardan Kara Mehmet'in kızı Keziban ebem ile evli.Çocuklarından Bünyami amcam (kayınbabam) Hacıfakılı köyünden Şerafettin ile Nefika kızı Dönüş annem (kayınvalidem) ile evli.Ömer amcam önce Kırıkkale iline bağlı Delicenin Çerikliden Mürüvvet ile evleniyor sonra köyümüzden Duran Aldemir'in kızı Hatice ile evleniyor.Efili halam köyümüzden Celal Aldemir ile evli,Asiye halam Akçakent'den Ali Metin abi ile evli.Fethiye halam ise Akpınar Pekmezci köyünden Kadir Gürcan abi ile evli.
ÇAKIR AHMET ŞİMŞEK dedem Solakuşağı köyünden Kocaeselerin kızı Kamile ebem ile evleniyor.Çocuklarından Mehmet amcam Mustafa emmisinin kızı Münevver teyzem ile evlenip askere gidiyor.Erzurum'da depo çavuşu olarak görev yaparken hapis cezasını çeken bir askere kıyamayıp dışarı çıkardığında namaza duruyor o esnada hain kişi amcamın silahını alıp secdedeyken sırtından vurup şehit ederek kaçıyor.Çakır dedeme anlatılan bu.Malesef mezarını bulamadık.Fahri amcamda Balıkesir Bandırma'da askerken birliğiyle Kore savaşına gidiyor oda orada şehit oluyor.Henüz bekar.Babam Ahmet Mustafa emmisinin kızı annem Dönüş ile evleniyor.Amcam Turan Çakıroğlu (İsmi Duran Şimşek iken Ankara'da üniversite okuduğu yıllarda mahkeme kararıyla değiştirdi,dedemin lakabını soyadı olarak aldı D harfinide T yaptırdı) Haney halam derefakılı köyünden Kaymakamın oğlu Mehmet Duman dayım ile evli.Türkan halam Pekmezci köyünden Cemal Gürcan dayım ile evli.Nuriye halam ise Derefakılı köyünden Vahit oğlu Hacıhasan Cengiz eniştem ile evli.
Bundan sonraki yazımın konusu Çakır Ahmet Şimşek ailesi olacak.


23 Temmuz 2017 Pazar

KÖSEHİMMET'DEN KÖSEFAKILI'YA

Bir önceki Fakılı aşireti başlıklı yazımıza devam ediyoruz.Hacıfakılıdan önceleri ilk gelenin ismiyle anıldığı için Kösehimmet denilen sonra ismi Kösefakılı olan yere gelen muhtemelen Mansur veya Masır oğlu veya torunu olan Köse Himmet ile onunla birlikte gelen Musa'nın kardeş olma ihtimallerini kuvvetle muhtemel olarak görüyorum.Köse Himmet evini şimdi Ahmet Olgun'un evinin bulunduğu yere yapıyor.Musa ise şimdi Halli Kemal'in evinin bulunduğu yere yapıyor.Bu evler Kösefakılıya yapılan ilk evler.Bunlardan sonra kardeşi Hacı Hasan Hacıfakılıda kalan Durmuş koca geliyor.Hanifi'nin oğlu Mahmut geliyor.Kardeşi Yörük Ese hacıfakılıda kalan Satılmış geliyor.Sonrasında bireysel olarak başka yerlerden gelen ailelelerle birlikte Kösefakılı oluşuyor.(Gelen diğer ailelerin detayları için bkz.kosefakili.com)
Zamanında nahiye(Bucak)olacak kadar büyüyüp gelişen köyümüz haksız olarak nahiyeliğin iptali (bu husus başka bir yazının konusu)ve göçler nedeniyle küçülmüştür.Ancak haritalarda hala ismi yazılıdır.Kuzeyinde Yağmurdede denilen dağlık alan Kuzeybatısında Polatlı köyü Kuzeydoğusunda Zalımali köyü Doğusunda Mahsenli köyü Güneyinde Hacıfakılı köyü Güneybatısında Güllühöyük köyü bulunmaktadır.Önceleri Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesine bağlıyken Akçakent'in ilçe olmasıyla birlikte buraya bağlanmıştır.İlçe merkezine 5 km.mesafede bulunmaktadır.1500 metre civarında rakıma sahip oksijeni bol suları güzel olan bir yerleşim yeridir.Yakın komşu olan diğer köyler şunlardır.Tepefakılı, Derefakılı, Hamzabey, Solakuşağı, Taşoluk, Yeniyapan, Ayvalı, Ödemiş, Avanoğlu, Melemker, Ömeruşağı, Boğazevci, Yetikli, Büyük ve küçük Abdiuşağı,Korkorlu,Hasanali,Dulkadirli,Kartalkaya,Aşağı ve yukarı Homurlu,Kaleevci,Acı.Bu bölgede dağ ve yayla havası hakim  olduğundan Allah ömür verdiyse insanlar sağlıklı ve uzun yaşamaktadırlar.Köyümüzün oluştuğu yıllarda şimdi Kırıkkale iline bağlı Balışeyh ilçesinin oba köylerinin beyleri ile Yozgat'da bulunan Çapanoğlu arasındaki sürtüşme ve kavgalarda bu bölgenin insanları Oba beyleriyle birlikte hareket etmişler hatta rivayete göre Sekili ovasında yapılan şiddetli kavgada Çapanoğlu'nun adamlarının bozguna uğratılmasında önemli katkıda bulunmuşlardır.Kösefakılı köyümüzden gurbete çıkan insanlar Yurtdışında Avustralya ve Almanya,yurtiçinde ise Kırıkkale ve Ankara'da yoğun olarak bulunmakla birlikte ülkemizin her yanına dağılmışlardır.Gelecek yazımızın konusu Mollamuhammedler sülalesi.

17 Temmuz 2017 Pazartesi

FAKILI AŞİRETİ

Kulaktan kulağa aktarılan hikayeler kayıt altına alınıp geliştirilsin diye hep yazmak istedim.
Kösefakılı köyü derneğimiz kurulup birde web sitesi açılınca amcam Bünyami Yıldız ile röpörtaj şeklinde bir yazı yazdım.(Bkz.kosefakili.com)
Duyduğum dinlediğim hikayelerden anladığıma göre Oğuzların Bozok soyundan geliyoruz.Orta Asya'dan yine aynı soydan gelen Avşar'larla birlikte göç ettiğimizi düşünüyorum.Bu söylediklerim bilimsel veri yada resmi belgelere dayanmıyor.Osmanlıca'ya hakim meraklı kardeşlerim konuyu ele alırlarsa daha doğru bilgilere ulaşabileceğimizi ümit ediyorum.
Burada bahsedeceğim köyler Kırşehir iline bağlı Çiçekdağı ile Akçakent ilçelerine bağlı olduğu için tekrara düşmemek için sadece köy isimlerini yazacağım.Şayet başka bir il veya ilçeye bağlı köyden bahsedeceksem onu ayrıca belirteceğim.
İnternetten basit bir araştırma yaptığımda ülkemizde sonu Fakılı ile biten bir çok köy olduğunu gördüm.Orta Anadolu,Ege,Trakya,Batı Karadeniz.,Güney Doğu Anadolu'nun bazı illerine bağlı bu köylerimizin birbirleriyle bağlantısı nedir bilmiyorum.
Taşoluk köyünden Hacı Hasan dayım ile Ayşe halamın oğlu Musa Merdan abim ile aynı avluda büyüdük sayılır.Fakılı aşireti ile ilk hikayeleri daha ilkokul çağında iken ondan dinlemiştim.
Fakılı aşiretleri Orta Asya'dan Anadolu'ya Kuzey Irak üzerinden göç eden Türkmen boylarının içinde yer alıyor.Biliyorsunuz bazı göçlerde İran ile Kafkaslar üzerinden olmuştur.
Avşar beyliği sancağı altında Adana Kozan yaylası civarlarını yurt edinmişler.
Rivayete göre zamanın Avşar beyi Osmanlı padişahına ödediği vergide azaltma veya hiç ödememe tavrı alıp da Padişahımız Avşarlar üzerine sefer kararı alınca artık buralarda durulmaz düşüncesiyle bir kısım Avşar'larla birlikte Anadolu'nun iç taraflarına doğru göç etmişler.
Buraya kadar yazdıklarım Milli Eğitim Müfettişi olan Musa abimden dinlediklerim ile kendi kanaatlerimden oluşuyor.
Bundan sonra anlatacağım kısımlar ise büyüklerimden dinleyip geldiklerimle Amcam ve Kayınbabam Bünyami Yıldız ile Annemin anlatımlarından oluşuyor.
Yazdıklarım belgelere dayanmadığı için mutlaka eksiği yanlışı olabilir.Daha öncede söylediğim gibi yapacağınız katkılar ile konu gelişecektir.
Adana Kozan yaylasından kalkan Fakılı aşiretinin bizim sülalemizi temsil eden kolu şimdiki Hacıfakılı denilen yere konuşlanmışlar.Buraya o zamanlar Kilisefakılı demişler sonradan eski köy diyenlerde olacaktır.Burası rivayete göre Eti'lere Hitit'lere kadar uzanan iki üç bin yıllık bir yerleşim yeri.Zaten Kilisefakılı denmesinin nedenide geldiklerinde gördükleri eski tarihi yapıların bulunması.
Buraya gelen sülale büyükleri bildiğimiz kadarıyla şunlar.Köse Himmet(Muhtemelen dedesi veya babası Mansur yada Masır).Musa.Mamlı.Hanifi.Arbiş.Kasım.Hamdi.veya onların babaları dedeleri.
Geliş tarihlerini tam olarak bilemiyoruz ama tahminen binyediyüzlü yılların sonları gibi.
Bilemediğimiz nedenlerle buradada uzun süre duramayıp bir kısmı dağılıyor.
Bunlardan Arbiş şimdiki Taşoluk köyünün olduğu yere.Mamlı şimdiki Derefakılı köyünün olduğu yere.bazı sülalelerde Tepefakılı köyünün olduğu yer ile Polatlı köyünün olduğu yerlere gidip yurt tutuyorlar.Polatlı'ya gelenler daha sonra Özcan ve Öztürk soyadlarını alıyorlar.Kösefakılı köyünün olduğu yere ise büyükdedem Köse Himmet ile köyümüzdeki Çalışkan ile Aldemir'lerin büyük dedeleri Musa geliyorlar.Hamiler olarak bilinen Hamdi'nin oğlu Yörük Ese Hacıfakılı'da kalıyor Satılmış Özdemir kösefakılı'ya geliyor.Kasım ailesindende Hacıfakılı'da kalanlar oluyor ancak bunlardan Durmuşlar sülalesi kösefakılı'ya geliyorlar.Hanifi sülalesindende Hacıfakılı'da kalanlar var ama oğlu Mahmut kösafakılı'ya geliyor.
Bundan sonraki yazının konusu Kösehimmet'den Kösefakılı'ya olacak.



14 Temmuz 2017 Cuma

ASLAN KUZEY KUTBUNDA DONDU!


Bir hafta sonra İstanbul'da oynanacak olan rövanş maçında buzlarını eritir,rakibini çözerek üçlük dörtlük yapıp turu geçer diye ümit ediyorum.
Galatasaray ligi 4.sırada bitirerek UEFA Avrupa Ligi maçlarına 2.öneleme oynayarak katılma hakkı kazanmıştı.
Rakibi geçen sezon İsveç 1.Ligine çıkarak ligi 8.sırada bitiren,İsveç kupasını alarak tarihinde ilk defa Avrupa kupalarına katılan Östersuds takımı.
Onların ligi devam ediyor.Şu anda 14 maçın sonunda 3.sırada.
Galatasaray'ın ise bu sezon ilk maçı.
Form bakımından rakibin önde olduğunu söyleyebiliriz ama Galatasaray bireysel oyuncu yetenekleri bakımından rakibinden katbekat üstün.
Kuralar çekildiğinde rakip futbolcular Galatasaray'ın eski halinde olduğunu zannederek heyecanlanmışlardı.
Maçı kanal D yayınlıyor.Spikerin söylediğine göre stadda resmi rakamlara göre 5413 seyirci var.Bunun 500 civarında olanı Türk'lerden oluşuyor.Havanın soğuk olduğunu İgor Tudor'un kapşonundan anlıyoruz.Hava kararmadığı için maç aydınlık havada oynanıyor.
Galatasaray maça kalede Muslera,sağbekde Linnes,solbekde Carol,stoperde Ahmet Çalık ile yeni transfer Maykon ile başladı.Önliberoda Tolga,yanında Selçuk,sağaçıkta Yasin,solaçıkta Rodrigez,forvette yeni trasfer Gomis ile Sinan oynadı.
Diziliş 4-4-2 ön solda Sinan sağda Gomis görülüyor.
Rakip ilk yarım saat neredeyse topu Galatasaray'lı futbolculara göstermedi.Sürekli Carol'ün tarafından geldiler,gol pozisyonu olmadı ama etkili oldular.Selçuk ile Tolga'nın 30.dakikada yer değiştirmeleri ile Galatasaray biraz daha topa sahip gibi görünsede pozisyon üretemedi.İlk yarıdaki tek pozisyonumuz Selçuk'un kaleyi tam karşıdan gören 28-30 metre mesafeden attığı frikiğin kaleci tarafından kornere çelinmesi.
İkinci yarıya aynı takımla çıkıyoruz ancak Selçuk geriye gelip Maykon ve Ahmet ile üçlü savunma şeklinde oynuyor.Takım 3-5-2 gibi oynamaya çalışıyor.Tolga önde verimli değil.Carol ile Rodrigez solda,Yasin ile Linnes sağda birbirlerine yakın oynayarak kendilerini kilitliyorlar.Gomis'e top gelmiyor,Sinan ise hiçbirşey oynamıyor.Bana göre yeri yanlış.
68.dakikada rakip kolayca gelip golünü atıyor.Ahmet ile Maykon hiçbirşey yapamıyor.
72.dakikada Gomis yerini Eren'e bırakıyor.Onunda fizik olarak hazır olmadığı her halinden belli.
Tudor'un oyunu okuyamadığını 87.dakikada Sinan'ın yerine Emrah'ı almasıyla anlıyoruz.
4 dakikalık uzatmalar oynanırken rakip kontra ile ikinci golü bularak rövanş için iyice umutlanıyor.
Takımda Snayder olsaydı boyle olurmuydu?Kesinlikle olmazdı.
Galatasaray malesef iyi yönetilmiyor,yazık çok yazık.

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....