27 Temmuz 2017 Perşembe

BAŞAKŞEHİR AVRUPADA VARIM DEDİ

Süper ligde geçtiğimiz sezon ikinci olarak Şampiyonlar liginde eleme maçları oynamaya hak kazanan Başakşehir'in dün gece Belçika takımlarından Club Brugge ile maçı vardı.
Pazartesi gününden itibaren maçın açık kanal A spordan yayınlanacağı anons edildiğinden itibaren merakla maç saatini bekledim.
Başakşehir bu ilk deneyiminde ne yapacaktı,iddialı yeni transferleri takıma uyum sağlamışlarmıydı.
Otuz bin kişi önünde başlayan maçın daha ilk onbeş dakikasında iki gol yiyen Başakşehir hiçde iyi sinyaller vermedi.İlk golde hatalı pasın,defansın ve kalecinin hataları vardı ama ondokuz yaşındaki 42 numaralı gölü atan oyuncunun becerisi üst düzeydeydi.
Brugge'nin attığı diğer iki frikik golündede gereksiz yere faul yapan oyuncularımız ile kendine aşırı güvenle yanlış baraj kurduran milli kalecimizin hatası büyüktü.
İlk yarı takımı için çırpınan bir Emre ile aşırı kötü oynayan bir Visca aklımda kaldı.
İkinci yarı başlar başlamaz sahada öyle bir Başakşehir vardıki eski kimliğine kavuşmuş,oyun boyunu kısaltarak takır takır pas yapan,her yerde rakibe basan diri bir takım.
Tabiki ilk yarı tükenmeye yüz tutan ümitlerimiz yeniden canlandı.
Emre'nin liderliğinde Mahmut ile Mossoro'nun diri oyunu ile santrafor oynayan Adebayorun orta sahaya gelerek pas yapması Brugge'li oyuncuları neredeyse seyirci haline getirdi.
Defansda tekleyen Attamah bile daha derli toplu oynadı.Henüz fizik olarak hazır olmadığı her halinden belli olan Visca bir golün asistini yaparak kendini affettirdi.
Gayet soğukkanlıca atılan üç golle müthiş bir geri dönüş yapıldı.
Deplasmanda 3-3 beraberlik iyi sonuç olarak görünsede maçın 3-2 galibiyetimizle bitmemesine üzüldük.
Bir hafta sonra İstanbul'da yapılacak rövanş maçında turu Başakşehirin geçeceğine inanıyorum.
Galatasaray'ın Temmuz ayında Östersuds gibi bir takıma elenmesi bizi üzmüştü,İnşallah Başakşehir turu geçerek,bugün oynayacağı maçda alacağı sonuçlada Fenerbahçe sevindirir.

24 Temmuz 2017 Pazartesi

MASIRLIDAN MOLLA MUHAMMEDLERE

Fakılı aşireti ve Kösehimmetden Kösefakılıya başlıklı yazılar ile devam ettirdiğimiz konuyu sürdürüyoruz.
Yazıda adı geçen bütün büyüklerimize Allah'dan rahmet diliyorum.
Büyük büyük dedemiz Köse Himmet Güllühöyük köyünden Mehmet bey ile evleniyor ama hanımının ismi nedir kimseden dinleyemedim.Şimdiki Sarnıç ile Kösimmet denilen geniş bir araziyi Mehmet bey damadına veriyor.Rivayete göre bu arazilerin büyük bölümü Molla Muhammet dedemiz zamanında Mehmet beyin ve aynı zamanda Avşar kızı Ayşe ebemizin torunu Duran bey tarafından geri alınıyor.Köse Himmet'in İki oğlu üç kızı olduğunu biliyoruz.Bunlardan oğlu Musa (Küçük Muhammedler sülalesinin büyük dedeleri oluyor)Abdurrahman (Molla Muhammedler sülalesinin büyük dedeleri) Kızı İnci Polatlıdan Molla Osman ile evleniyor.Diğer bir kızı Ümmühan şimdi köyümüzden Çalışkanlar olarak bilinen sülalenin büyük büyük dedeleri Musa'nın oğlu Mustafa ile evleniyor.Nuriye ise Güllühöyük köyünden Mehmet bey ile evleniyor.
(Köse Himmet ile ilgili dinlediğim cirit oyunu hikayesi için bkz.KÖSE HİMMET başlıklı yazım)
Abdurrahman Avşar kızı Ayşe ile evleniyor.Molla Muhammed adında bir oğlu oluyor.Genç yaşta vefat ettiğinden başka çocuğu yok.Rivayete göre babası Köse Himmet'den kendisine ondanda tek oğluna geçen dokuz köyün kahyalığı Ayşe ebemizin yiğitliği ile devam ediyor.Misafir geldiğinde tek başına koyunun başını bir erkeğe kestirdikden sonra yüzer parçalar yemek yapar ortaya çıkarırmış.Oğlunuda köşede oturturmuş.Kayseri Tomarza'dan Ayşe ebemizin sülalesinden iki kişi köyümüze gelmişler dayılarımız gelmiş diyerek bütün evlere sırayla davet edip misafir etmişler.Molla Muhammed dedemiz iki evli.Hanımının biri Küçük Abdiuşağı köyünden Hasan onbaşıların kızı Ayşe diğeri köyümüzden Durmuşların kızı Asiye.
Ayşe'den dört oğlu iki kızı oluyor,Oğulları Himmet Keleş,Abdurrahman Altınsay,Osman Olgun,Mustafa Macit (benim Annemin babası olan Büyükbabam)(.Kızları Güllühöyük köyünden Mehmet beyin oğlu Tahsin ile evlenen Emine ile önce Güllühöyük köyünden Hasan ile sonrasında ise Hacıhasanlı köyünden Süleyman Avşaroğlu ile evlenen Hürü.
Asiye'den ise iki oğlu dört kızı doğuyor.Oğulları Çakır Ahmet Şimşek(benim babamın babası olan Büyükbabam) ve Hacı Yıldız(Hanımım Ayşegül'ün büyükbabası).Kızları ise Korkorlu köyünden Azizlerin Mustafa Çetin ile evlenen Ayşe,köyümüzden Mustafa Çalışkan'ın oğlu Kır Bekir evli olan Güzel.Yine köyümüzden Durmuşların Ahmet Durak (usta)ile evlenen Rahime.Önce köyümüzden Bekir Ay ile sonrasında Ömeruşağı köyünden Yusuf Özcan ile evlenen Sultan.
Bizler bu oniki kardeşden erkeklere dede kadınlara ebe deriz.
Himmet,Abdurrahman ve Osman dedelerim ile Emine,Hürü,Ayşe ebelerimi görmedim.Diğerlerinin elini öptüm.
Himmet dedem nerede nasıl olduğunu dinleyemedim ama askerdeyken şehit olmuş.Osman dedem kardeşler arasındaki en dindar,takva olanıymış,ailenin oda sahibi ise Abdurrahman dedem,Hacı dedem yiğitliği ile meşhur,Çakır dedemin yaya olarak İzmire gidip gelmişliği var,Mustafa dedem  hayvan ticareti ile uğraşan zamanın iyi celeplerinden.Dokuz köyün kahyalığı yani idareciliği Molla Muhammed dedemizden Abdurrahman dedemize geçmiş.O zamanlar Osmanlı döneminden kalma böyle bir uygulama var.Bu arada aklıma gelen bir anektoduda anlatayım.
Rahmetli Adnan Menderes'in Başbakan olduğu 1950'li yıllar.Adalet Bakanıda Abdurrahman dedemin ahbabı olan Osman Şevki Çiçekdağ.Memleketi Çiçekdağı'na gelip geçerken dedemize misafir olurmuş.Dedemize bağlı köylerin muhtarları (köylerin isimlerini tahmin ediyorum ancak emin olmadığımdan zikredemiyorum)gelip kahya demişler,ormancı odun kesmemize izin vermiyor bu kış yakacaksız kalacağız.Almış yanına hepsini Ankara'da Adalet Bakanı'nın yanına götürmüş.Hoşbeşden sonra Bakan buyur ağa demiş emrin nedir.Şöyle yerinden doğrulup,komşular adam belleyip benim yanıma geldiler bende adam belleyip sana getirdim müşküllerini hallediver demiş.Ba lafa Bakan ne yapabilir tabiki sorunu hemen çözmüş.
Gördüğünüz gibi altı kardeşin soyadıda farklı,soyadı kanunu çıktığında köyümüzdeki sülalelerin kardeşleri aynı soyadını aldıkları halde bizimkiler ayrı soyadları almışlar.Kendilerimi tespit etti yoksa yazan nüfus memurumu bilemeyeceğim ama aldıkları soyadları kişilikleriyle uyumlu olmuş.
Yağız delikanlı manasına Keleş soyadı Himmet dedeme,ailenin kasası ve ağası olduğundan Altınsay soyadı Abdurrahman dedeme,takva olduğundan Olgun soyadı Osman dedeme,Erdemli gezgin tüccar manasına Macit soyadı Mustafa dedeme,etrafına ışık saçan manasına Yıldız soyadı Hacı dedeme,hızlı manasına Şimşek soyadı Çakır dedeme yakışmış.
Sülalemize bu anlara kadar Köse Himmet dedemizin muhtemelen dedesi veya babasının adı olan Masırlı denirken bundan sonra yine Masırlı olarak anılmanın yanında Molla Muhammedler denilmeye başlanmıştır.
HİMMET KELEŞ dedem Polatlı köyünden Molla Osmanların kızı Hamide ile evleniyor.Tek çocuğu var Kamil dedem.Onun hanımı Güllühöyük köyünden Fadime hala,çocukları Himmet Macit dayım,dikkat edin soyadı Keleş değil nedenmi?Amcası Mustafa Macit dedemin üç kızı olup oğlu olmayınca zamanın muhtarı Emin efendiye rica ederek amcasının soyadını kendi çocuğuna yazdırıyor.Diğer oğlu Nazmi Keleş dayım,Hamzabey köyünden Hacı Arap ile evlenen Ayşe,Polatlı köyünden Hacı Emin ile evlenen Hamide,Polatlıdan Kemal Baran ile evlenen Latife ile Yerköy'deki Sabriye teyzelerim.Kamil dedem ve çocuklarının hepsini tanıyorum.
ABDURRAHMAN ALTINSAY dedem Güllühöyük köyünden Mehmet beyin kızı Telli ve Avanoğlu köyünden kürt kızı Zebey ile evleniyor.Telli ebemden olan çocuklarından Enver ve Bekir dayılarım Amcaları Osman Olgun'un kızları Hatice ve Efili ile evleniyorlar.Onlarla ilgili bir anektodu yazmıştım.(Bkz.HÖKÜMETİDE PAŞAYIDA YIKTILAR başlıklı yazım)Enver emmimle ilgili bir anektodda şöyle.Ankara Atatürk Orman Çiftliğinde bekçilik yapmaktadır.Yoldan gelip geçenlere meyvelerden sürekli ikramda bulunur.Müdüre şikayet ederler. Müdür Enver devletin malını ona buna niye böyle peşkeş çekiyorsun diye çıkışınca Enver emmim gayet soğukkanlı müdür bey sen Atatürkün hayrınımı keseceksin deyince müdür çık dışarı diye bağırmaktan başka bir şey yapamaz.Kemal dayım ise önce Güllühöyük köyünden Mehmet beyin torunu Dönüş halam ile evleniyor rahmetli olunca Kartalkaya köyünden Fadime abla ile evleniyor.Nefika ebem Hacıfakılı köyünden Şerafettin Özcan ile evleniyor.Dönüş halam Polatlı köyünden Mollaosmanlardan Mahmut dayım ile evleniyor.Endam halam evlenmemiş.
Zebey ebemden çocuklarından Hatice halam Polatlı köyünden Mahmut Baran ile evli Dönüş halam ise köyümüzden Numan Çalışkan ile.Bunlardan Telli ve Zebey ebelerim ile Telli ebemin kızı Dönüş ve Endam halam haricindekilerin tamamını tanıdım.
OSMAN OLGUN dedem Güllühöyük köyünden Behiye ebem ile evli.Çocukları Rıza dayım köyümüzden Ahmet ustanın (Durak) kızı Ehil halam ile evli.Şu anda Elif teyzemle beraber sülalemizin hayattaki en büyüğü konumunda.Hatice halam Enver dayım ile Efili ise Bekir dayım ile evli.
MUSTAFA MACİT dedem Polatlı köyünden Mollaosmanların kızı Kamile ebem (Anneannem) ile evleniyor.Çocuklarından Elif teyzem Kamil Keleş dedemin Veletli köyündeki üvey kardeşi Naci Düz ile evleniyor.Münevver teyzem önce Çakır emmisinin oğlu Mehmet Şimşek amcam ile evleniyor onun askerde şehit olmasından sonra Polatlı köyünden Molla Osman ile evleniyor beyi vefat edince Kırıkkale iline bağlı Balışeyh ilçesinin Kılevli köyünden Kemal Zengin ile evleniyor.Dönüş yani annem ise Çakır emmisinin oğlu Ahmet yani babam ile evleniyor.
Yeri gelmişken söyleyim bizde amcaya emmi,halaya bibi derler.Benim babam ve annem amca çocukları olduğu için büyüklerime her türlü hitap etme kolaylığım oldu.
HACI YILDIZ (lakabı Usta)dedem köyümüz sülalelerinden Durmuşlardan Kara Mehmet'in kızı Keziban ebem ile evli.Çocuklarından Bünyami amcam (kayınbabam) Hacıfakılı köyünden Şerafettin ile Nefika kızı Dönüş annem (kayınvalidem) ile evli.Ömer amcam önce Kırıkkale iline bağlı Delicenin Çerikliden Mürüvvet ile evleniyor sonra köyümüzden Duran Aldemir'in kızı Hatice ile evleniyor.Efili halam köyümüzden Celal Aldemir ile evli,Asiye halam Akçakent'den Ali Metin abi ile evli.Fethiye halam ise Akpınar Pekmezci köyünden Kadir Gürcan abi ile evli.
ÇAKIR AHMET ŞİMŞEK dedem Solakuşağı köyünden Kocaeselerin kızı Kamile ebem ile evleniyor.Çocuklarından Mehmet amcam Mustafa emmisinin kızı Münevver teyzem ile evlenip askere gidiyor.Erzurum'da depo çavuşu olarak görev yaparken hapis cezasını çeken bir askere kıyamayıp dışarı çıkardığında namaza duruyor o esnada hain kişi amcamın silahını alıp secdedeyken sırtından vurup şehit ederek kaçıyor.Çakır dedeme anlatılan bu.Malesef mezarını bulamadık.Fahri amcamda Balıkesir Bandırma'da askerken birliğiyle Kore savaşına gidiyor oda orada şehit oluyor.Henüz bekar.Babam Ahmet Mustafa emmisinin kızı annem Dönüş ile evleniyor.Amcam Turan Çakıroğlu (İsmi Duran Şimşek iken Ankara'da üniversite okuduğu yıllarda mahkeme kararıyla değiştirdi,dedemin lakabını soyadı olarak aldı D harfinide T yaptırdı) Haney halam derefakılı köyünden Kaymakamın oğlu Mehmet Duman dayım ile evli.Türkan halam Pekmezci köyünden Cemal Gürcan dayım ile evli.Nuriye halam ise Derefakılı köyünden Vahit oğlu Hacıhasan Cengiz eniştem ile evli.
Bundan sonraki yazımın konusu Çakır Ahmet Şimşek ailesi olacak.


23 Temmuz 2017 Pazar

KÖSEHİMMET'DEN KÖSEFAKILI'YA

Bir önceki Fakılı aşireti başlıklı yazımıza devam ediyoruz.Hacıfakılıdan önceleri ilk gelenin ismiyle anıldığı için Kösehimmet denilen sonra ismi Kösefakılı olan yere gelen muhtemelen Mansur veya Masır oğlu veya torunu olan Köse Himmet ile onunla birlikte gelen Musa'nın kardeş olma ihtimallerini kuvvetle muhtemel olarak görüyorum.Köse Himmet evini şimdi Ahmet Olgun'un evinin bulunduğu yere yapıyor.Musa ise şimdi Halli Kemal'in evinin bulunduğu yere yapıyor.Bu evler Kösefakılıya yapılan ilk evler.Bunlardan sonra kardeşi Hacı Hasan Hacıfakılıda kalan Durmuş koca geliyor.Hanifi'nin oğlu Mahmut geliyor.Kardeşi Yörük Ese hacıfakılıda kalan Satılmış geliyor.Sonrasında bireysel olarak başka yerlerden gelen ailelelerle birlikte Kösefakılı oluşuyor.(Gelen diğer ailelerin detayları için bkz.kosefakili.com)
Zamanında nahiye(Bucak)olacak kadar büyüyüp gelişen köyümüz haksız olarak nahiyeliğin iptali (bu husus başka bir yazının konusu)ve göçler nedeniyle küçülmüştür.Ancak haritalarda hala ismi yazılıdır.Kuzeyinde Yağmurdede denilen dağlık alan Kuzeybatısında Polatlı köyü Kuzeydoğusunda Zalımali köyü Doğusunda Mahsenli köyü Güneyinde Hacıfakılı köyü Güneybatısında Güllühöyük köyü bulunmaktadır.Önceleri Kırşehir ili Çiçekdağı ilçesine bağlıyken Akçakent'in ilçe olmasıyla birlikte buraya bağlanmıştır.İlçe merkezine 5 km.mesafede bulunmaktadır.1500 metre civarında rakıma sahip oksijeni bol suları güzel olan bir yerleşim yeridir.Yakın komşu olan diğer köyler şunlardır.Tepefakılı, Derefakılı, Hamzabey, Solakuşağı, Taşoluk, Yeniyapan, Ayvalı, Ödemiş, Avanoğlu, Melemker, Ömeruşağı, Boğazevci, Yetikli, Büyük ve küçük Abdiuşağı,Korkorlu,Hasanali,Dulkadirli,Kartalkaya,Aşağı ve yukarı Homurlu,Kaleevci,Acı.Bu bölgede dağ ve yayla havası hakim  olduğundan Allah ömür verdiyse insanlar sağlıklı ve uzun yaşamaktadırlar.Köyümüzün oluştuğu yıllarda şimdi Kırıkkale iline bağlı Balışeyh ilçesinin oba köylerinin beyleri ile Yozgat'da bulunan Çapanoğlu arasındaki sürtüşme ve kavgalarda bu bölgenin insanları Oba beyleriyle birlikte hareket etmişler hatta rivayete göre Sekili ovasında yapılan şiddetli kavgada Çapanoğlu'nun adamlarının bozguna uğratılmasında önemli katkıda bulunmuşlardır.Kösefakılı köyümüzden gurbete çıkan insanlar Yurtdışında Avustralya ve Almanya,yurtiçinde ise Kırıkkale ve Ankara'da yoğun olarak bulunmakla birlikte ülkemizin her yanına dağılmışlardır.Gelecek yazımızın konusu Mollamuhammedler sülalesi.

17 Temmuz 2017 Pazartesi

FAKILI AŞİRETİ

Kulaktan kulağa aktarılan hikayeler kayıt altına alınıp geliştirilsin diye hep yazmak istedim.
Kösefakılı köyü derneğimiz kurulup birde web sitesi açılınca amcam Bünyami Yıldız ile röpörtaj şeklinde bir yazı yazdım.(Bkz.kosefakili.com)
Duyduğum dinlediğim hikayelerden anladığıma göre Oğuzların Bozok soyundan geliyoruz.Orta Asya'dan yine aynı soydan gelen Avşar'larla birlikte göç ettiğimizi düşünüyorum.Bu söylediklerim bilimsel veri yada resmi belgelere dayanmıyor.Osmanlıca'ya hakim meraklı kardeşlerim konuyu ele alırlarsa daha doğru bilgilere ulaşabileceğimizi ümit ediyorum.
Burada bahsedeceğim köyler Kırşehir iline bağlı Çiçekdağı ile Akçakent ilçelerine bağlı olduğu için tekrara düşmemek için sadece köy isimlerini yazacağım.Şayet başka bir il veya ilçeye bağlı köyden bahsedeceksem onu ayrıca belirteceğim.
İnternetten basit bir araştırma yaptığımda ülkemizde sonu Fakılı ile biten bir çok köy olduğunu gördüm.Orta Anadolu,Ege,Trakya,Batı Karadeniz.,Güney Doğu Anadolu'nun bazı illerine bağlı bu köylerimizin birbirleriyle bağlantısı nedir bilmiyorum.
Taşoluk köyünden Hacı Hasan dayım ile Ayşe halamın oğlu Musa Merdan abim ile aynı avluda büyüdük sayılır.Fakılı aşireti ile ilk hikayeleri daha ilkokul çağında iken ondan dinlemiştim.
Fakılı aşiretleri Orta Asya'dan Anadolu'ya Kuzey Irak üzerinden göç eden Türkmen boylarının içinde yer alıyor.Biliyorsunuz bazı göçlerde İran ile Kafkaslar üzerinden olmuştur.
Avşar beyliği sancağı altında Adana Kozan yaylası civarlarını yurt edinmişler.
Rivayete göre zamanın Avşar beyi Osmanlı padişahına ödediği vergide azaltma veya hiç ödememe tavrı alıp da Padişahımız Avşarlar üzerine sefer kararı alınca artık buralarda durulmaz düşüncesiyle bir kısım Avşar'larla birlikte Anadolu'nun iç taraflarına doğru göç etmişler.
Buraya kadar yazdıklarım Milli Eğitim Müfettişi olan Musa abimden dinlediklerim ile kendi kanaatlerimden oluşuyor.
Bundan sonra anlatacağım kısımlar ise büyüklerimden dinleyip geldiklerimle Amcam ve Kayınbabam Bünyami Yıldız ile Annemin anlatımlarından oluşuyor.
Yazdıklarım belgelere dayanmadığı için mutlaka eksiği yanlışı olabilir.Daha öncede söylediğim gibi yapacağınız katkılar ile konu gelişecektir.
Adana Kozan yaylasından kalkan Fakılı aşiretinin bizim sülalemizi temsil eden kolu şimdiki Hacıfakılı denilen yere konuşlanmışlar.Buraya o zamanlar Kilisefakılı demişler sonradan eski köy diyenlerde olacaktır.Burası rivayete göre Eti'lere Hitit'lere kadar uzanan iki üç bin yıllık bir yerleşim yeri.Zaten Kilisefakılı denmesinin nedenide geldiklerinde gördükleri eski tarihi yapıların bulunması.
Buraya gelen sülale büyükleri bildiğimiz kadarıyla şunlar.Köse Himmet(Muhtemelen dedesi veya babası Mansur yada Masır).Musa.Mamlı.Hanifi.Arbiş.Kasım.Hamdi.veya onların babaları dedeleri.
Geliş tarihlerini tam olarak bilemiyoruz ama tahminen binyediyüzlü yılların sonları gibi.
Bilemediğimiz nedenlerle buradada uzun süre duramayıp bir kısmı dağılıyor.
Bunlardan Arbiş şimdiki Taşoluk köyünün olduğu yere.Mamlı şimdiki Derefakılı köyünün olduğu yere.bazı sülalelerde Tepefakılı köyünün olduğu yer ile Polatlı köyünün olduğu yerlere gidip yurt tutuyorlar.Polatlı'ya gelenler daha sonra Özcan ve Öztürk soyadlarını alıyorlar.Kösefakılı köyünün olduğu yere ise büyükdedem Köse Himmet ile köyümüzdeki Çalışkan ile Aldemir'lerin büyük dedeleri Musa geliyorlar.Hamiler olarak bilinen Hamdi'nin oğlu Yörük Ese Hacıfakılı'da kalıyor Satılmış Özdemir kösefakılı'ya geliyor.Kasım ailesindende Hacıfakılı'da kalanlar oluyor ancak bunlardan Durmuşlar sülalesi kösefakılı'ya geliyorlar.Hanifi sülalesindende Hacıfakılı'da kalanlar var ama oğlu Mahmut kösafakılı'ya geliyor.
Bundan sonraki yazının konusu Kösehimmet'den Kösefakılı'ya olacak.



14 Temmuz 2017 Cuma

ASLAN KUZEY KUTBUNDA DONDU!


Bir hafta sonra İstanbul'da oynanacak olan rövanş maçında buzlarını eritir,rakibini çözerek üçlük dörtlük yapıp turu geçer diye ümit ediyorum.
Galatasaray ligi 4.sırada bitirerek UEFA Avrupa Ligi maçlarına 2.öneleme oynayarak katılma hakkı kazanmıştı.
Rakibi geçen sezon İsveç 1.Ligine çıkarak ligi 8.sırada bitiren,İsveç kupasını alarak tarihinde ilk defa Avrupa kupalarına katılan Östersuds takımı.
Onların ligi devam ediyor.Şu anda 14 maçın sonunda 3.sırada.
Galatasaray'ın ise bu sezon ilk maçı.
Form bakımından rakibin önde olduğunu söyleyebiliriz ama Galatasaray bireysel oyuncu yetenekleri bakımından rakibinden katbekat üstün.
Kuralar çekildiğinde rakip futbolcular Galatasaray'ın eski halinde olduğunu zannederek heyecanlanmışlardı.
Maçı kanal D yayınlıyor.Spikerin söylediğine göre stadda resmi rakamlara göre 5413 seyirci var.Bunun 500 civarında olanı Türk'lerden oluşuyor.Havanın soğuk olduğunu İgor Tudor'un kapşonundan anlıyoruz.Hava kararmadığı için maç aydınlık havada oynanıyor.
Galatasaray maça kalede Muslera,sağbekde Linnes,solbekde Carol,stoperde Ahmet Çalık ile yeni transfer Maykon ile başladı.Önliberoda Tolga,yanında Selçuk,sağaçıkta Yasin,solaçıkta Rodrigez,forvette yeni trasfer Gomis ile Sinan oynadı.
Diziliş 4-4-2 ön solda Sinan sağda Gomis görülüyor.
Rakip ilk yarım saat neredeyse topu Galatasaray'lı futbolculara göstermedi.Sürekli Carol'ün tarafından geldiler,gol pozisyonu olmadı ama etkili oldular.Selçuk ile Tolga'nın 30.dakikada yer değiştirmeleri ile Galatasaray biraz daha topa sahip gibi görünsede pozisyon üretemedi.İlk yarıdaki tek pozisyonumuz Selçuk'un kaleyi tam karşıdan gören 28-30 metre mesafeden attığı frikiğin kaleci tarafından kornere çelinmesi.
İkinci yarıya aynı takımla çıkıyoruz ancak Selçuk geriye gelip Maykon ve Ahmet ile üçlü savunma şeklinde oynuyor.Takım 3-5-2 gibi oynamaya çalışıyor.Tolga önde verimli değil.Carol ile Rodrigez solda,Yasin ile Linnes sağda birbirlerine yakın oynayarak kendilerini kilitliyorlar.Gomis'e top gelmiyor,Sinan ise hiçbirşey oynamıyor.Bana göre yeri yanlış.
68.dakikada rakip kolayca gelip golünü atıyor.Ahmet ile Maykon hiçbirşey yapamıyor.
72.dakikada Gomis yerini Eren'e bırakıyor.Onunda fizik olarak hazır olmadığı her halinden belli.
Tudor'un oyunu okuyamadığını 87.dakikada Sinan'ın yerine Emrah'ı almasıyla anlıyoruz.
4 dakikalık uzatmalar oynanırken rakip kontra ile ikinci golü bularak rövanş için iyice umutlanıyor.
Takımda Snayder olsaydı boyle olurmuydu?Kesinlikle olmazdı.
Galatasaray malesef iyi yönetilmiyor,yazık çok yazık.

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....