Yanılmıyorsam uluslararası ünü olan gazetecilerimizden Mehmet Ali Birand yazmıştı,güya Evren paşa ve silah arkadaşları 12 Eylül ihtilalini yaptıklarında,o sırada bir tiyatro oyunu seyretmekte olan ABD başkanı Carter'a danışmanı gelerek,"efendim Türkiye'de bizim çocuklar başardı"demiş.
İhtilalden kırkbeş gün sonra Evren paşamızın sessiz sedasız o güne kadar sivil hükümetlerin veto hakkımızı kullandıkları Yunanistan'nın NATO askeri kanadına dönmesi konusunda vetoyu kaldırarak onay vermesinin,ihtilalin gerçek sebebi olduğunuda yazanda rahmetli gazetecilerimizden Ufuk Güldemir'di.
Tabi bir daha hiçbir medya kuruluşunda gazetecilik yapamadı.
O'da internetten yayın yapan Habertürk Tv.yi kurmuştu.
Şayet bu yazılanlar doğruysa,ihtilale giden yolların anarşi,terör,kan ve gözyaşı ile döşenmesinede göz yumulmuştu.
Eee nede olsa Bedrettin Demirel paşamızın dediği gibi şartların olgunlaşması gerekiyordu.
İşin bu tarafı bugüne kadar çok yazıldı,konuşuldu.
Ben olayın başka bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum.
Seksen öncesi Demirel ve Ecevit Başbakanlık,Erbakan ile Türkeş ise Başbakan yardımcılıkları yaptılar.
Madem Yunanistan Nato üyeliğine kabul edilince kıyamet kopmayacaktı,neden oturup gel arkadaş sen üye olmak itiyorsun ama biz veto hakkımızı kullandığımız için olamıyorsun,sen ABD sen AET(o zaman Avrupa birliğinin adı Avrupa ekonomik topluluğu idi)komşumuzun üye olmasını istiyormusunuz?
Onlarda diyecektiki evet istiyoruz.
Bize ne vereceksiniz o zaman?
Ne istiyorsunuz?
Şunu istiyoruz bunu istiyoruz artık o andaki ülke çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa.
İleriyi görerek bir liderlik geliştirebilselerdi mutlaka bir anlaşma gerçekleşirdi.
Bu iş böyle bedava olmazdı.Üstelik sayıları onbinleri bulan gencecik vatan evlatları milliyetçi-kominist diye birbirlerine vurdurtulmazdı.
Ama kadere bakınki,NATO'ya kolayca giren hemen arkasından AET'ye kabul edilerek milyarlarca mark,sterlin yardım alan Avrupa'nın şımarık çocuğu Yunanistan 2010'lara geldiğimizde iflas bayrağını çekecek,buna karşılık Türkiye,halkının 2002 seçimlerinde gerçekleştirdiği sessiz devrimle birlikte atağa kalkacak,dünya nizamına yön verecek duruma gelip aynı zamandada bir nevi Yunanistan'ın önünü açan 12 Eylül'ü gerçekleştirenleri değilsede onların devamı olan cuntacıları adalete ve hukuka teslim edecek.
Ne demiş üstat?
Görelim mevlam neyler,neylerse güzel eyler.
İhtilalden kırkbeş gün sonra Evren paşamızın sessiz sedasız o güne kadar sivil hükümetlerin veto hakkımızı kullandıkları Yunanistan'nın NATO askeri kanadına dönmesi konusunda vetoyu kaldırarak onay vermesinin,ihtilalin gerçek sebebi olduğunuda yazanda rahmetli gazetecilerimizden Ufuk Güldemir'di.
Tabi bir daha hiçbir medya kuruluşunda gazetecilik yapamadı.
O'da internetten yayın yapan Habertürk Tv.yi kurmuştu.
Şayet bu yazılanlar doğruysa,ihtilale giden yolların anarşi,terör,kan ve gözyaşı ile döşenmesinede göz yumulmuştu.
Eee nede olsa Bedrettin Demirel paşamızın dediği gibi şartların olgunlaşması gerekiyordu.
İşin bu tarafı bugüne kadar çok yazıldı,konuşuldu.
Ben olayın başka bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum.
Seksen öncesi Demirel ve Ecevit Başbakanlık,Erbakan ile Türkeş ise Başbakan yardımcılıkları yaptılar.
Madem Yunanistan Nato üyeliğine kabul edilince kıyamet kopmayacaktı,neden oturup gel arkadaş sen üye olmak itiyorsun ama biz veto hakkımızı kullandığımız için olamıyorsun,sen ABD sen AET(o zaman Avrupa birliğinin adı Avrupa ekonomik topluluğu idi)komşumuzun üye olmasını istiyormusunuz?
Onlarda diyecektiki evet istiyoruz.
Bize ne vereceksiniz o zaman?
Ne istiyorsunuz?
Şunu istiyoruz bunu istiyoruz artık o andaki ülke çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa.
İleriyi görerek bir liderlik geliştirebilselerdi mutlaka bir anlaşma gerçekleşirdi.
Bu iş böyle bedava olmazdı.Üstelik sayıları onbinleri bulan gencecik vatan evlatları milliyetçi-kominist diye birbirlerine vurdurtulmazdı.
Ama kadere bakınki,NATO'ya kolayca giren hemen arkasından AET'ye kabul edilerek milyarlarca mark,sterlin yardım alan Avrupa'nın şımarık çocuğu Yunanistan 2010'lara geldiğimizde iflas bayrağını çekecek,buna karşılık Türkiye,halkının 2002 seçimlerinde gerçekleştirdiği sessiz devrimle birlikte atağa kalkacak,dünya nizamına yön verecek duruma gelip aynı zamandada bir nevi Yunanistan'ın önünü açan 12 Eylül'ü gerçekleştirenleri değilsede onların devamı olan cuntacıları adalete ve hukuka teslim edecek.
Ne demiş üstat?
Görelim mevlam neyler,neylerse güzel eyler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder