14 Kasım 2011 Pazartesi

TÜRKİYE SURİYE'YE GİRERMİ?

Tunus'da başlayıp,Mısır,Yemen ve Libya'da devam eden Arap baharı,Suriye'de devam ediyor.

Diktatör yönetimler bir bir devrilirken kanlı olaylar oldu.
Özellikle Libya olayları Türkiye'yi çok meşgul etti.
Oradaki 25000 yurttaşımız burunları bile kanamadan başarılı operasyonlarla tahliye edildiler.
Kaddafi'nin muhaliflere direnmesiyle çıkan iç savaşta bir çok asker ve sivil öldü.
Birleşmiş milletler ve Nato'nun askeri müdahale kararıyla,Amerika,Fransa ve İngiltere'nin başını çektiği koalisyon,hava operasyonları yaparak Libya'da Kaddafi kuvvetlerine ağır darbeler indirip muhaliflere yardımcı oldu.
Nato üyesi olmamız nedeniyle bizde tavır olarak muhaliflerin yanında yer aldık.
Başbakanımızın bu ülkeleri ziyaretindede gördükki yeni yönetimlerin ve halkların ciddi sempatisini kazanmışız.
Bu politikamızın Ekonomik,sosyal ve kültürel alanlarda yansımalarını ileriki zamanlarda göreceğiz.
Neticede Libya'da Kaddafi vahşice öldürülerek bir devir kapandı.
Mısır'da Mübarek yargılanıyor.
Tunus'da ilk demokratik seçimler yapıldı.
Suriye'de ise tam bir can pazarı yaşanıyor.
Suriye konusu bizi dağerlerine oranla daha fazla ilgilendiriyor.
Çünki 850 kilometrelik sınırımız ile en önemli komşularımızdan biri.
Politika olarak Suriye'de Esad rejiminin gitmesini ve demokratik seçimlerin yapılmasını arzuluyoruz.
Bunu çok önceden açıkça belirttik.
Suriye'li muhalifler İstanbul'da bizim himayemizde toplanarak meclis'lerini oluşturdular.
En son Arap birliği,Suriye'nin üyeliğini askıya aldığını açıkladı.
Esad yanlısı bin kişilik bir grup,bizim elçilik binalarımıza saldırdılar.Aileler tahliye edildi ama elçilik görevlileri vazifelerine devam ediyorlar.Dışişleri bakanlığımız Suriye'ye çok sert bir nota verdi.
370 yıldır sınırlarımızın değişmediği bir diğer önemli komşumuz İran,mezhep yakınlığından ötürü Esad yönetimini destekliyor.
İran'la bu konuda politikamız çelişiyor ama onunda Nükleer çalışmalarından dolayı batıyla başı dertte ve biz İran'a bir askeri operasyon yapılmasına karşıyız.
Suriye konusunda kısaca batı dediğimiz büyük çoğunluğu Nato üyesi olan ülkelerle ittifak içindeyken,İran konusunda karşı güçler diyebileceğimiz Rusya ve Çin ile aynı görüşleri paylaşıyoruz.
Bu arada PKK terörü ilede mücadele ederken,Amerika,İsrail,Irak,İran ve Suriye'de bu konuda muhataplarımız.
Yani tam bir bıçak sırtı durumu.
Çıkarlarımızı korumamız için çok ince politikalar üretmek zorundayız.
Kurtlar vadisi pusu dizisinin yayınlanan son bölümünde ihtiyarların başkanı soruyor.
Polat Alemdar,Suriye'ye girecekmiyiz girmeyecekmiyiz?
Polat'da girsekte sıkıntı girmesekte sıkıntı şeklinde cevaplıyor.
Evet aynen öyle.
Girersek tam bir labirenti andıran ortadoğu keşmekeşinin göbeğine düşeceğiz.
Girmessek bu defada batılı güçler girecek ve onlarla riskli bir komşuluk dönemi yaşayacağız.
Ben şahsen batının bu konudaki sessiz politikasını şöyle yorumluyorum.
Nato'nun Libya'ya askeri müdahale kararını desteklerken ve füze kalkanı radar üssünün ülkemize konuşlandırılmasını kabul ederken,Suriye konusunda politika belirleme liderliğinin bizde olacağı hususunda,önemli ve gizli anlaşmalar yapmış olabiliriz.
Şayet bu öngörüm doğruysa ve restleştiğimiz İsrail'in bizim bir savaşa girmemiz yönündeki niyetlerini yazıp çizenlerin görüşlerinide hesaba katarsak, bizim askeri olarak Suriye'ye girmeyeceğimizi ve girmememiz gerektiğini söyleyebiliriz.
Bunun yerine sabırla muhaliflere destek vererek Esad rejiminin yıkılmasını beklemek daha mantıklı görünüyor.
Bu konuda en belirleyici çalışmaları MİT'in yaptığını ve yapacağını düşünüyorum.





Hiç yorum yok:

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....