13 Ocak 2012 Cuma

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Biliyorsunuz Cumhurbaşkanları 7 yılda bir defalığına meclis tarafından seçiliyordu.
11.Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'de Anayasamızın bu hükmüne göre seçilmişti.

2007 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlarının 5 yılda bir halk oyu ile seçilmeleri ve görevdeki Cumhurbaşkanının isterse bir kez daha (5+5)aday olabileceği hükmü getirildi.
Bu değişiklik ile birlikte görevdeki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'le ilgili olarak tartışmalarda başlamış oldu.
Meclis tarafından seçildiğindeki Anayasa maddesine göre 7 yıl görevini yaparak bir daha aday olamayacakmıydı?Yoksa Referandumla kabul edilen yeni Anayasa maddesine göre 5 yıl görevini yaptıktan sonra halk tarafından oylanacak seçimlere eğer isterse tekrar adaylığını koyabilecekmiydi?
Anayasa değişikliği yapılırken bir geçici madde ile bu durum tartışmalara meydan vermeyecek şekilde açıkça belli edilebilirdi.
Burada Meclisin bir acemiliğimi yoksa Anayasa maddesi yazma tekniğimi rol oynadı bilmiyorum.
İktidar sözcüleri Abdullah Gül'ün görev süresinin seçildiğinde geçerli olan Anayasa maddesine göre 7 yıl olduğunda ısrar ederken,muhalefet sözcüleri ise yeni Anayasa maddesine göre 5+5 yıl olması gerektiğini söyleyip durdular.
Nihayet Meclis bu konuyu ele aldı ve 7 yıl olduğu yönünde Komisyonda görüşmeler devam ediyor.Meclis'dede kabul edilerek karara bağlanacak gibi görünüyor.
Tabi muhalefet 5+5'de ısrar ederken,bu sene yani 2012'de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını ve Abdullah Gül'ünde tekrar aday olarak Tayyip Erdoğan ile arasının açılmasını murat ediyorlar gibi bir görüntü oluşturdular.
Benim şahsi kanaatim her iki durumdada iki liderin arasına nifak girmeyeceğidir.
Daha önce birbirlerine gönül huzuru içinde Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamlarını bıraktıklarını gördük.
Buraya kadar yazdıklarımız herkes tarafından bilinen hususlar.
Şimdide sürecin nasıl işleyeceği hakkındaki yorum ve analizlerimizi aktaralım.
Abdullah Gül'ün görev süresi 28 Ağustos 2014'de bitiyor.
Demekki 2014'de yapılacak seçimlerde yeni seçilecek Cumhurbaşkanımız 29 Ağustos 2014'de görevi teslim alacak.
Bu durumda seçimlere hazırlık,propaganda dönemi ile seçimlerin bu tarihten önce başlaması ve neticelenmesi gerekiyor.
Aynı yılın Mart ayında Yerel yönetimler(Belediye Başkanlığı,İl Genel Meclis üyeliği,Belediye Meclis üyeliği)seçimleride var.
Mevcut duruma göre Milletvekilliği seçimlerininde Haziran-2015'de yapılması gerekiyor.
Akparti tüzüğüne göre Tayyip Erdoğan 2015 Genel seçimlerinde Milletvekili adayı ve dolayısıyla şayet partisi seçimleri kazanırsa Başbakan olamayacak.
Cumhurbaşkanlığına aday olması beklenen Tayyip Erdoğan'ın 2014 yılında Başbakanlığı ve Milletvekilliği devam ettiğine göre süreç nasıl işleyecek acaba?
Bir ihtimal şöyle olabilir;
Yerel yönetim seçimleri normal süresinde yapılır,hemen arkasından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Tayyip Erdoğan Başbakanlık ve Akparti Genel başkanlığı görevlerinden istifa ederek adaylığını koyar ve seçimlere gidilir.Akparti kongresi toplanarak yeni Genel Başkanını seçer.Bu durumda Abdullah Gül'de Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılarak Akparti Genel başkanlığına aday olup seçilebilir ancak Milletvekili olmadığı için yaklaşık bir yıl Başbakan olamaz.Bir Akparti Milletvekili Başbakanlığı yürütür.
 Belkide Abdullah Gül,BM Genel sekreterliği gibi bir Uluslararası göreve getirilerek,Akparti içerisinden bir Milletvekili Genel Başkanlığa seçilerek aynı zamandada Başbakan olur.
Bu senaryo mevcut seçim tarihleri ve normal konjektöre uygun gibi görünsede Tayyip Erdoğan ve Akparti açısından ciddi riskler barındırıyor.
Şöyle ki;
Biliyorsunuz Yerel yönetim seçimlerinde halkın oy kullanma algısı Genel seçimlerden biraz farklılık gösteriyor.
Yerel adayların öne çıkmasıyla gördükki,2007 Genel seçimlerinde %46.7 oy alan Akparti,2009 Yerel yönetimler seçimlerinde oylarını %7.9 azaltarak %38.8 oy aldı.
Tabiki her seçim farklıdır,şimdiden hangi partinin ne kadar oy alacağı söylenemez ama daha önceki yazılarımdada belirttiğim gibi seçimlerinde bir matematiği var ve ülkede çok önemli değişiklikler olmadığı taktirde bu durum kendini tekrar ederek işliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerin öncesinde aynı şekilde bir netice alınır ve birde muhalefet Tayyip Erdoğan'ın karşısına birleşerek tek adayla çıkarsa ne olur?
O seçim atmosferinde Tayyip Erdoğan'ın oyların %50'den fazlasını alarak Cumhurbaşkanlığına kolayca seçileceğini söyleyebilirmiyiz?
Bana göre söyleyemeyiz.
Evet şu günlerde birbiri ardına yapılan kamuoyu yoklamalarında Akpartinin oyu %55,Tayyip Erdoğan'ın beğenilme oranı %58 görünüyor ama,oy oranı azalarak çıkılan bir yerel yönetim seçimi ile muhalefetin tek adayla Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma ihtimali seçim atmosferini tersine çevirme riski barındırıyor.
Peki Tayyip Erdoğan ile Akparti böyle bir riski alabilirmi?
Yüksek özgüvenle belkide alabilir.
Ancak Genel seçimleri öne alabilme,seçim tarihlerini belirleyebilme gücünü elinde bulunduran bir lider ve parti,kendisine en uygun atmosferi oluşturacak şekilde seçimlere girmek ister.
En azından bugüne kadar böyle olduğunu gördük.
Bir diğer ihtimalde;
Meclisde her partiden komisyon oluşturularak yapılması düşünülen yeni Anayasa ile Başkanlık sistemine geçilerek seçimlere gidilebilir ancak bu hususun beraberinde bir çok tartışma getirmesi beklendiğinden bu yola gidilmeyeceğini düşünüyorum.
Tayyip Erdoğan'ın düşünme ve karar alma sistematiği ile Akpartinin işleyişini biraz biliyorsam sürecin şöyle işletileceğini tahmin ediyorum.
Aynı yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Yerel yönetim seçimlerine ilave olarak,Genel seçimlerde bir yıl öne alınarak önümüze üç sandık birden konulabilir.
Bu durumda Başbakanlık görevinden istifa ederek Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olur.Abdullah Gül'de şayet Uluslararası bir göreve getirilmezse,Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ederek,önce Akparti Genel başkanlığına seçilir arkasındanda Milletvekili adayı olarak seçimlere katılıp,partisi seçimleri kazanırsa Başbakan olur.
Abdullah Gül'ün %80'lere yakın beğenilme oranı,Tayyip Erdoğan'ın %60'lara yakın beğenilme oranı ve Akpartinin Genel iktidar ile yerel yönetimlerdeki gücü birleştirilerek gidilecek seçimlerde muhalefetin fazla bir şansının olmayacağını öngörebiliriz.
Tabiki muhalefet partileri ve liderlerininde senaryoları,düşünceleri vardır ve olacaktır ancak biliyoruz ki kuralları meclis'de çoğunluğu olan iktidar koyuyor.
Bu düşünceler ülkemizdeki işleyen kurallar için geçerli.
Bir de şu var;
Nasılki Tayyip Erdoğan kendisinin aday olup rahatca seçileceği Cumhurbaşkanlığına,beklentilerin aksine Abdullah Gül'ü aday gösterip seçilmesini sağladıysa,bakarsınız Cumhurbaşkanlığınada,Akparti Genel başkanlığı ve Başbakanlığada arkadaşlarını aday gösterip bir kenara çekilebilir.
Ülkede bir çok reforma imza atmış olmasını birde yeni sivil Anayasa ile taçlandırıp,bir Vakıf kurarak içerde ve dışarda vereceği konferanslar ilede hizmetlerini devam ettirebilir.
Bütün bunları sağlık sorunları ve Allah gecinden versin vefat gibi vakaların olmayacağını varsayarak yazıyoruz..
Memleketimiz,milletimiz ve İslam alemi için hayırlısı ne ise o olur inşallah.
Mevlam görelim neyler,neylerse güzel eyler.






Hiç yorum yok:

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....