28 Ocak 2012 Cumartesi

GENEL OLAMIYORSAN YEREL OL

Ülkemizdeki siyasi partileri bir kaç kadegoride değerlendirebiliriz.

Kategorilerden biri seçimlerde yüksek oranda oy alarak Meclis'e girenler ile az oy alarak giremeyenler.
1-Meclis'deki siyasi partiler;Akparti:CHP,MHP ile DTP.
2-Meclis dışındaki siyasi partiler:SHP,ÖDP,DSP,İP,Saadet Partisi,BBP,ANAP,BTP,Hasparti,DP ve diğerleri.
Bir diğer kategoride siyasi eğilimleri ile ilgili olabilir.
1-Sol eğilimli siyasi partiler:CHP,SHP,DTP,ÖDP,DSP,İP ve diğerleri.
2-Sağ eğilimli siyasi partiler:Akparti,MHP,Saadet Partisi,BBP,ANAP,BTP,Hasparti,DP ve diğerleri.
Muhakkak siyasi partilerimiz kendilerini başka türlüde tarif edebilir ama kamuoyundaki algıları bu şekilde.
Biliyorsunuz 2002 yılında yapılan genel seçimlerden itibaren Akparti'nin devreye girmesi,ANAP,DP ve DSP'nin erimesiyle birlikte siyasi kompozisyon değişikliğe uğradı.
Akparti,Milli görüş oylarınıda kapsayacak şekilde merkez sağın oylarınıda bünyesine katarak ülkemizin en büyük siyasi partisi haline geldi.
DSP'nin büyük oy kaybına uğramasıyla birlikte CHP'de sol çizginin en büyük partisi olarak Ana muhalefet görevini üstlendi.
MHP ise %10'luk seçim barajının üstünde oylar alarak Milliyetçi seçmenin önemli bir kısmını bünyesinde barındırmaya devam ediyor.
DTP ise sol-kürtçü oyları ile ciddi bir bölge partisi olarak bağımsız seçtirdiği vekillerle meclis'de bulunuyor.
Bundan sonra yapılacak genel seçimlerde de bu durumun değişeceğine dair gelişmeler şimdilik görünmüyor.
Meclise giremeyen yukarıda saydığım siyasi partilerimizinde ülke genelinde ciddi teşkilatları var.
Büyük dediğimiz partilere oy veren seçmenler içerisinde sevenleri bulunmasına rağmen,baraj ve diğer sorunlardan ötürü genel seçimlerde bekledikleri başarıyı gösteremiyorlar.
Ama buna rağmen seçimlere katılarak efor sarfetmeye devam ediyorlar.
Bazıları için bu durum yeni bir şey olmasına rağmen bazıları için yıllardır değişmeyen bir gerçek.
Halbuki yeni seçim stratejileri deneseler belki bu durumu değiştirebililer.
DTP önlerinde canlı bir örnek olarak duruyor.
Bildiğimiz gibi başarılı olabileceklerini düşündükleri yerlerde yerel seçimlere katılıp ciddi oranda Belediye başkanlığı,İl genel ve Belediye meclis üyeliği kazanabiliyorlar.Genel seçimlerde de %10'luk seçim barajına takılmamak için güçlü oldukları illerde bağımsız adaylarla vekil seçtirebiliyorlar.
Aynı şeyi diğer az oy alabilen siyasi partilerimizde deneyebilir.
Mesela sol çizgideki partilerimiz,2014 yılındaki yerel seçimlerde kendi bünyelerinden adaylar çıkarmak yerine,CHP'den aday adayı olanları izlemeye alarak,ikna edebildikleri,seçim kazanacağına inandıkları,partilerine sadık kalacağına güvendikleri insanları aday göstererek ciddi başarılar elde edebilirler.
Genel seçimlerde de güçlü oldukları illerde bağımsız vekil adayları çıkararak.onların arkasınada yakın illerdeki teşkilatlarını koyarak vekil çıkarabililer veya çıkarmaya yakın oy alabililer.
Keza sağ çizgideki partilerimizde,Akparti ve MHP'de yoğunlaşan aday adaylarını aynı şekilde partilerine katabilirler.
Bakın ticaret,eğitim,bankacılık ve medya alanında bunun güzel örnekleri var.
Firma,aynı işi yapan devlerle eşit olanaklara sahip olmadığı için,öncelikle ülke geneline yayılamayacağını düşünerek bir ilde veya bölgede büyüyüp sonra ülke geneline yayılma stratejisi izliyor ve başarılı oluyorlar.
Hem genelde hemde yerelde ülke siyasetinin renklere ihtiyacı var.
Ayrıca bu strateji büyük dediğimiz siyasi partileride daha dikkatli,daha halka yakın,daha demokratik bir hale getirebilir.
Sadece bu amaca ulaşılsa bile ülkemiz adına önemli bir kazançtır.





Hiç yorum yok:

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....