1 Şubat 2012 Çarşamba

AZMİN ZAFERİ

Rahmetli babam Kırıkkale'ye geldiğinde hamallık yapmaya başlamış.
Yıldız hamamına gelen kömürleri çok yıktım diye anlatırdı.

Amcası Hacı Mustafa dedem bakkal olduğundan,Osman Uzel amcanın Zafer fırınından ekmek alıp satarmış.
Yeğenini Zafer fırınında işe başlatmış.
Babam çırak olarak girdiği fırında azimle çalışarak usta olmuş.
Arkadaşları hem hamurkar'lığını hemde pişirici'liğini överek anlatırlardı.
Bu hadiselerin geçtiği yıllar,1960'ların biraz öncesi ile biraz sonrasına denk geliyor.
O zamanlar Kırıkkale'de,Zafer fırını ile birlikte,Garnizon,Hüseyin Kahya,Örnek,Ahmet Önal'ın fırını ve isimlerini şimdi hatırlayamadığım birkaç fırın daha var.
Fırınlarda da bayağı bir işçi çalışıyor.
Fırın işçileri babamın başkanlığında örgütlenerek Kırıkkale Unlu mamuller sendikası'nı kurmuşlar.
Sendikacılık o zamanlar daha Türkiye'de yeni yeni oluşuyor.
Yetkilerini alarak işverenlerle toplu iş sözleşmesi yapmak üzere görüşmelere başlamışlar.
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde istedikleri ücret ve sosyal hakları alamayınca grev kararı alıp,greve çıkmışlar.
Babam ve arkadaşları bu grevin unlu mamullar iş kolunda Türkiye'nin ilk grevi olduğunu anlatırlardı.
Fırınlar ekmek üretmediği için şehirde bayağı bir sıkıntı olmuş.
Grev devam ederken simit fırını sahibi rahmetli Adanalı İbrahim Ejder(Merhum Mahmut  Ejder amcanın babası)fırın işçilerine sahip çıkarak evlerinin ekmeklerini temin etmiş.Babam ve arkadaşları ona çok hürmet ederlerdi.
Bir gün babam sabah çorbası içmek üzere meşhur Duran ağanın lokantasına giderken,Örnek fırını ortaklarından Atilla amcaya rastlamış,lokantaya birlikte girmişler.Çorbalarını içerken bir yandan da konularıyla ilgili sohbet etmeye başlamışlar.
Sohbet esnasında babam artık grev kararının kesinleştiğini ve işverenlerin mecburen istedikleri haklarını vereceklerini düşünerek boş bulunup şöyle bir laf etmiş;
-Atilla bey,biz sendikada grev kararı alırken bir hata yapmışız,sizde uyumuşsunuz.
Atilla amca,nasıl bir hata Ahmet deyince,
-İş kanununda greve altı iş günü geçtikten sonra çıkılır yazıyor,biz altıncı gün çıkmışız,yani altı iş günü dolmadan.
Çorbalarını içip kalkmışlar,vedalaşıp ayrılmışlar.
Tabi Atilla amca hemen meslektaşlarını toplayıp,babamın söylediklerini iletmiş.
İşverenler mahkemeye müracaat ederek grev kararını iptal ettirmişler.
Yeni işçiler ile eski işçilerden bazılarını seçerek işe alıp fırınlarını üretime geçirmişler diğer işçilerinde haksız greve çıkmaları nedeniyle iş akitlerini fesh etmişler.
Neticeyi tahmin etmek zor değil,babam ve arkadaşlarında panik,üzüntü,kızgınlık had safhada.
İşsiz ve parasız kalınca geçim derdi hepsini vurmuş.
Adanalı amcada olmasa evlerine ekmek götüremeyecekler.
Bu sıkıntılar yaşanırken,bazı işçiler aralarında toplanarak,bu işi başımıza Ahmet açtı,diğer arkadaşlara da haber verelim,Ahmet'i sendika binasına çağırıp,camdan aşağı atarak öldürelim diye karar almışlar.
Sendika binalarıda,toprak mahallede amele durağının yanındaymış.
Kararlarını uygulamak üzere babamı sendikaya çağırmışlar.
Babam,tanıyanlar bilir,zeki ve cesur bir adamdı.
O toplantıyı şöyle anlatırdı;
-Sendikadan içeri selam verip girdim,baktım ki arkadaşların yüz ifadeleri hiç de iyi görünmüyor.İçimden bunlar herhalde bana bir kötülük yapmayı düşünüyorlar dedim.Sırtımı duvara yaslayarak;
-Arkadaşlar dedim,madem ki benim hatamdan dolayı bizi işten çıkardılar,bizde kendi fırınımızı kurarız.
Ne fırını,hangi parayla,niye bunları başımıza getirdin diye bağırıp çağırdılar.
-Arkadaşlar sakin olun,herkes ikişer buçuk lira getirsin fırınımızı kuralım dedim.
Biraz tartışma,biraz bağırıp çağırmadan sonra sakinleşerek,ikişer buçuk lirayı nasıl temin edebileceklerini düşünmeye başlamışlar.
Bir kaç gün içinde babam ve Turam amcamla birlikte yirmiyedi kişi paraları bulup buluşturup getirmişler.
Aralarında adi ortaklık sözleşmelerini yapıp imzalamışlar.
Toprak mahallede şimdiki Makro market'in olduğu binayı kiralamışlar.
Ankara Saimekadın semtinde işyerleri bulunan fırın yapım ustası rahmetli Rıfat Kesimal amcanın yanına giderek durumlarını anlatıp,kendilerine bir fırın yapmasını istemişler.
O'da verdikleri peşinatı kabul ederek hemen fırını yapmaya koyulmuş.
Ortaklarında elbirliğiyle üç ayda fırını kurup ekmek üretmeye başlamışlar.
Fırının adını babamın düşüncesine uygun olarak Mücadele koymuşlar.
Kırıkkale o zamanlar küçük bir ilçe ama MKE fabrikalarında tahminen Onyedi bin beşyüz civarında çalışan varmış.
Fırın işverenleri bu adamları mağdur etti diye insanlar ekmeklerini Mücadele fırınından almaya başlayınca,yirmi dört saat mesai ile tam kapasite ekmek üreterek kuyrukta satmaya başlamışlar.
Babam ve arkadaşları fırını yapan Rıfat Kesimal amcayı vefayla yad ederlerken,istedikleri kadar un veren,ödemelerinde rahat hareket etmelerini sağlayan Akcan un fabrikası sahibi rahmetli Mehmet Akcan ile Ekinci un fabrikasının sahibi rahmetli Ali Rıza Ekinci amcalarıda saygıyla anmadan geçmezlerdi.
Tabi ortak olamayan diğer işçi arkadaşlarını da mağdur etmemişler,bazılarını işe alıp fırında çalıştırırlarken diğerlerininde evlerinin ekmeklerini temin etmişler.
Bu zaman zarfında diğer işçilerden bir kısmının iş bulma kurumundan kartı çıkarak MKE fabrikalarına girmiş,bir kısmıda Almanya'ya çalışmaya gitmiş.
Mücadele fırınının başarısı görülünce,önceden çekimser kalan,ortaklık için para temin edemeyen,başka yerde de iş bulamayan arkadaşları;
Ahmet demişler,bizede fırın kur.
Babam tamam demiş,beşer lira bulup getirin.
Babamla birlikte yirmi dört kişi paralarını getirmişler,adi ortaklık sözleşmelerini yapıp,çarşı cami yanındaki binayı kiralamışlar,yine Rıfat Kesimal amcaya fırını yaptırmışlar.
Bu fırının adınıda Azimli koymuşlar.
Azimli fırınıda yirmi dört saat üretim yapar hale gelmiş.
Tabi bu arada eski fırıncıların satışları azaldığı için sıkıntıya düşmüşler.
Yaşım o zamanlar çok küçük olduğu için bu gelişmeleri göremedim.Zihnimdeki tek sahne bizim evde Azimli fırını ortaklarının yaptıkları toplantı.
Babam daha sonra 1965 yılında kendisiyle birlikte dokuz arkadaş ortak olarak Selamet fırınını kurdular.
Bu fırının yapılma sürecinide açılışınıda hatırlıyorum.
Açılış kurdalesini,ayağında tokyası ile rahmetli Adanalı İbrahim Ejder amca kesmişti.
İlk gün açılış nedeniyle halka bedava ekmek dağıtmışlardı.
Bakın kader çizgisi,olumlu ve olumsuz kararlar insanları nerelere getiriyor.
MÜCADELE ettiler,AZİMLİ oldular,SELAMET'e erdiler.












1 yorum:

Adsız dedi ki...

Allah rahmet eylesin mekanlari cennet olsun
Ali riza menemenlioglu

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....