13 Şubat 2012 Pazartesi

MİT'ÇİLERİN İFADE KRİZİ

Bildiğiniz gibi 7 Şubat Salı günü kamuoyuna bomba gibi bir haber düştü.

İstanbul özel yetkili Cumhuriyet savcılığı KCK soruşturması kapsamında,MİT müsteşarı Hakan Fidan,eski MİT müsteşarı Emre Taner,eski MİT müsteşar yardımcısı Afet Güneş ile iki MİT çalışanını ifadeye çağırdı.
(Ne derece doğru bilmiyorum ama haberi Hürriyet internet sitesinin patlattığı yazılıp çizildi.
Burada şu soruyu soralım:Hürriyet ertesi günü gazetesinde manşet yapacağı çok önemli bir haberi neden bayatlatarak bir gün önceden internet sitesine koyup herkesin erken öğrenmesini arzu etti?)
Bunu geçip konuyla ilgili olduğu düşünülen diğer haberleri hatırlayalım.
İstanbul Emniyetinde İstihbarat ve Terörle mücadele şube müdürleri görevinden alınarak yerlerine yeni müdürler atandı.Emniyet müdürü Hüseyin Çapkın,bunun rutin bir uygulama olduğunu açıkladı.
Taraf yazarı Mehmet Baransu twitter'dan,kendisini takip ettiklerini iddia ettiği biri bayan iki MİT mensubunu polise yakalattığını ve şikayetçi olduğunu açıkladı.(Mehmet Baransu'nun önemli soruşturmaların başlamasını sağlayan belge ve bilgileri gazetesi Taraf'da açıkladığını ve istihbarat dünyasında önemli bir figür olduğunu hatırlayarak şu soruyu soralım:MİT mensupları kendilerini yakalatacak kadar acemimiydiler,yoksa alenen haydi bizi yakalat şeklinde bilerekmi hareket ettiler?)
Gelişmelerle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,MİT müsteşarı Hakan Fidan'ı kabul ederek görüştü.Fidan görüşmenin önceden proğramlandığını açıkladı.
Başbakan R.Tayyip Erdoğan,Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile görüştü.
Başbakan,Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüştü.
MİT,İstanbul özel yetkili Cumhuriyet savcılığına yetkisizlik ve görevsizlik itirazında bulundu.
MİT İstanbul bölge başkanlığının mahkeme kararları ile Taraf gazetesi yazarlarının telefonlarını kod isimleri ile dinlettiği haberleri yayıldı.Taraf yazarları MİT'den şikayetçi oldukları hususunda Cumhuriyet savcılığına dilekçe verdiler.
İstanbul özel yetkili cumhuriyet savcılığı,MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın mazeret bildirdiği için ifadesinin Ankara özel yetkili cumhuriyet savcılığı tarafından alınmasına karar verirken dört MİT mensubu hakkında mahkemeden yakalama emri çıkarttı.
Bir Akparti milletvekili tarafından,MİT mensuplarının yargılanabilmesi için Başbakanın izin vermesi gerektiği hususunda CMK.250.maddeyle ilgili meclise yasa değişikliği teklifi verildi.Adalet Bakanı yasa değişikliğinin asker ve diğer üst düzey yöneticileride kapsayacağını açıkladı.
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,konuşma yaparken kendisine verilen notu okuyarak Tansu Çiller'in tutuklandığını açıkladı.
Burdada şu soruyu soralım:Bu yanlış bilgi kendi elemanları tarafından Kılıçdaroğlu'na neden kürsüdeyken iletildi ve Kemal bey neden böyle bir açıklama yaptı?
KCK operasyonlarını yöneten özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya dosyadan el çektirildi.
İstanbul özel yetkili başsavcı vekili Fikret Seçen,bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıktıkları,örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yardım ettikleri şüphesini doğuracak delillere ulaştık,açıklamasını yaptı.
Bütün bu haberler arka arkaya ve hızlı bir şekilde gelişti.
Konuyla ilgili olarak gazetelerde pek çok köşe yazarının yorumları yayınlandı.
Hakan Fidan'a İsrail komplosu diyende var.(Burada şunu hatırlayalım,İsrail geçen yıl Hakan Fidan İran yanlısıdır,bu yüzden MİT Müsteşarı olmasından rahatsısız açıklaması yapmıştı,ciddi bir devletin böyle bir açıklama yapmaması lazım diye düşünüyorum,bana biraz garip gelmişti)
Emniyet-MİT kavgası diyende var.
PKK-KCK konusunda Güvenlikçi görüşü savunan Savcılık-Emniyet tarafı ile diyalog yoluyla çözümü savunan MİT arasındaki çekişme diyende var.
Akparti-Cemaat kavgası diyende var.
Yorumlarda isabet olabilirde olmayabilirde.Nihayetinde yazarın kendi baktığı yerden,elindeki bilgiler ile tecrübesine dayanarak kamuoyuyla paylaştığı görüşlerinden ibaret.
Benim görüşüm ise hepsinden farklı olacak.
İsrail'in Savcılarımız ve Emniyet mensupları üzerinde etkili olabileceğini düşünmüyorum.Görevlerini kanunların verdiği yetkilerle en iyi şekilde yapmaya çalışırken yabancı istihbarat servislerinin etkisi altında kalarak böyle bir şey yaptıklarından bahsetmek onlara yapılabilecek en büyük iftira ve hakarettir.
Emniyet ile MİT arasında istihbarat çekişmesi zaman zaman yaşanabilir ama ülkemizin güvenliğini tehlikeye düşürerek,düşmanları sevindirecek eylemler yapabileceklerini aklıma bile getirmek istemem.
KCK konusundaki yorumların kısmen doğru çıkma ihtimali olabilir.MİT mensupları kanunlardan aldıkları yetkilere dayanarak terör örgütlerine adam sızdırmış onlarda bazı eylemlere karışmış olabilir.Savcılık ve Emniyet'de MİT mensuplarının bu eylemlerini görev aşımı olarak kabul etmiş olabilirler.Nihayetinde savcının açıklamasıda bu istikamette.Burada şunu belirtmekte fayda var.Savcıların ifadeye çağırdığı her yurttaş görevi ve konumu ne olursa olsun ifade vermeye gitmelidir.Yoksa gerçekler nasıl ortaya çıkacak?Ayrıca her ifadeye çağrılanda suçlu değildir.Savcılar sadece aleyhde delil toplamazlar lehde de toplarlar.
Akparti-Cemaat kavgası görüşüne hiç katılmıyorum.Böyle bir çekişmenin olduğuna dair hiç bir somut olay ve bilgi ortaya çıkmış değil.Öyle olsa bile ülkesinin birlik ve bütünlüğünü düşünen insanlar arasında bu kadar hayati bir konuda vuruşma düşünülebilirmi?Mümkün değil.
Peki bütün bunlar değilse neler oluyor o zaman?
Derin yapıların bugüne kadarki temizlik süreci ile MİT krizinde yaşananları kendi penceremden okuduğumda şu kanaate varıyorum.
Devletin elinde ülkemizin üzerinde oyun oynayan odaklarla ilgili olarak önemli bilgiler ve belgeler bulunuyor olabilir.Çok ses getirecek operasyonların arefesinde olabiliriz.
İçerdeki ve dışardaki muhalif kamuoyunu dengeleyecek bir oyun kurulmuş olabilir.
Bu süreç devam ederken Başbakan'ın ikinci ameliyatının zamanlamasıda dikkatimi çekti.
Birinci ameliyatta şike yasa değişikliği gündemdeydi.
İkinci ameliyatta MİT krizi gündemde.
Belkide tevafuktur ama bana ilginç geldi.
Ortadaki açık bilgilerle bizim devlet yönetimi ile istihbarat dünyasında olanları anlamamız mümkün değil.
Yabancı filmlerde izliyoruz.Oyun içinde oyun oluyor.Şaşırtmalar oluyor.
Ne dersiniz bizdede olamazmı?







Hiç yorum yok:

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİM ANKETİNDE 3.OLDUK

23 HAZİRAN 2019 İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ: Hata payı içinde KONTAK ARAŞTIRMA Anketi: CHP Ekrem İMAMOĞLU.     %53....